Gayrimenkul sektörünün parlayan yıldızı İzmir. Gerek aldığı göçlerden gerekse her geçen gün daha büyüyen ve gelişen sanayisi, turizmi, yoğun kentleşme oranı ile bunu kanıtlıyor. İzmir’de hayata kattıkları projeleri ile ezber bozan EKY Yapı’nın Yönetici Ortağı Elçin Kaya ve Genel Müdür Erdinç Kaya EGE Haber’in sorularını yanıtladı.
İzmir’de hayata kattıkları projeleri ile ezber bozan EKY Yapı’nın Yönetici Ortağı Elçin Kaya ve Genel Müdür Erdinç Kaya EGE Haber’in sorularını yanıtladı.
İzmir’de gayrimenkul sektöründe yaşanan hızlı gelişimi siz nasıl yorumluyorsunuz?
İnşaat sektörü büyük şehirlerin tümünde hızlı durumda. Hatta İstanbul ve Ankara’da daha uzun süredir hızlı idi. Son yıllarda büyük şehirlerdeki trafik ve stres yüzünden İzmir’in daha sakin, rahat ve çok pahalı olmayan yaşamı insanları daha güçlü çekmeye başladı. İstanbul’da fiyatlara ulaşamayan kişiler daha uygun seçenekler için İzmir’e bakmaya başladılar. Tabi ki hızlı bir göç de var. bu göçün ve ilginin bu şekilde devam edeceğini düşünüyoruz. Tabi İzmir’in altyapıya ihtiyacı var. Bu büyümeyi göğüsleyebilmesi için daha çok çalışılması ve planlı olunması gerekiyor.
Ekonomi ile ilgili öngörüler değişiklik gösterse de piyasalardaki durgunluk herkesin malumu. Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü haline gelen sektörünüzde de bu durgunluk söz konusu mu?
Çok durgun diyemeyiz özellikle İstanbul ve Ankara ile kıyaslandığında durgun değil ama geçen seneyle kıyaslandığında bir yavaşlama var. Durgunluk dönemlerinde ilk etkilenen sektörlerden bir tanesidir inşaat sektörü. İzmir’de İstanbul ve Ankara kadar bir durgunluk yok. Fakat tabi ki para harcamadan önce insanların birkaç kez düşündüğü, alması için daha uzun süreler beklediği bir dönemdeyiz. Bir kişi gelip satış ofisine bakıyor ama tüm projeleri gezmesi karar vermesi ve gelip sizden alması aylar sürebiliyor bu dönemlerde.
Gayrimenkul sektöründe özellikle İstanbul ve Ankara’da örneğine daha sık rastlanan balon fiyatlar İzmir’de de var mı? Sizce bu balon fiyatların önüne nasıl geçilir?
Hayır. İzmir’de balon fiyatların oluşacağı bir ortam olmadı. İzmir’de daireler genellikle son kullanıcıya yönelik yapıldı ve yatırımcıdan çok son kullanıcı tarafından alındı. Yatırım fonu gibi alayım 5 daire bitişe satarım sonra başka bir yerden alırım gibi düşünen ve davranan yatırımcı kitlesi İzmir’de çok azdı ve halen daha az. Talepten fazla arz da oluşmadı. Daireler son kullanıcının talebine göre yapıldı ve satıldı. Müşterilerin hepsi artan fiyatlardan şikayetçi fakat kur etkisi ve zamlanan malzemeler etkisiyle artan maliyetler senelik enflasyon rakamlarının çok üstünde. Şu an maliyetlerdeki artışlar yeni stoklara yansıtılamamış durumda durgunluktan dolayı. Eski stoklar bittiğinde ve durgunluk azaldığında yeni stoklar gerçek değerini bulacak ve fiyatlar yukarı yönde revize edilecek.
İzmirli yatırım yaparken en çok neye dikkat ediyor? Sizce İzmirliler gayrimenkul alırken doğru soruları sorabiliyor mu?
İzmirli ferah, aydınlık istiyor ve balkonlu ev istiyor. Çocuğuna vakit ayırabilmek için yeşil alan, sosyal donatı istiyor ve parkın şehirleşmemizde eksik olmasından dolayı bunu tamamlayabileceği sitelere yöneliyor. Genel olarak müşterinin de bilinçlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sektörün genel standartlardaki arzı müşterinin algısını ve bilgisini yönetebiliyor ve şekillendiriyor. Müşteri kendi bilgisini algısını oluşturabilmelidir. Tek kriter metrekare ve konum değildir. Aldığınız bir malın o fiyat edip etmediğini anlamanız gerekir. Bir evin uzun ömürlü olması, bu ömürde kullanıcıya mümkünse hiç sorun yaşatmaması, geleceğe uyum sağlayabilecek alt yapıya sahip olması o evin kaç klimasının müteahhit tarafından takıldığından, alçıpan ışık havuzlarından çok daha önemli çok daha maliyetlidir. Hem insan gücü ister üzerinde çalışmak ister fikir ister hem de kaliteli yapmak için para ister. Kaliteli bir yapı süslemeden çok arkada müşterinin göremediği maliyettir. Yalıtımdır, tesisatlardır, işçiliktir, iyi daire planlarıdır. Müşteriler bilinçlendikçe sektördeki iyileri bulup tercih ettiklerinde sektördeki genel arzın da gelişmesini zorunlu kılacaklardır. İki plan koyulsa önünüze biri 10 metre kare fazladır belki ama fazla metrekare olan o kadar kötü diğeri ise o kadar iyi bir plandır ki; aslında verimli kullanım metrekaresi az olanda daha fazladır. Ve siz buna bakmadan metrekare maliyetine düz bir şekilde bakarsanız o plan için harcanan emeği hem yok saymış olursunuz hem de aslında verimli metrekare açısından daha pahalı olanı almış olursunuz. Bu bakış açılarıyla da sektörün yakınılan problemlerine müşteri kendisi de katkı vermiş oluyor. O yüzden dokunabildiğimiz her müşteriyi daha bilinçli hale getirmeyi amaçlıyoruz ve günden güne de bunun böyle gelişeceğini biliyoruz.
10 yıl sonrasının İzmir’i sizin gözünüzde nasıl canlanıyor?
10 yıl sonrasında İzmir’in çok daha büyüdüğü bir tablo bizi bekliyor. Şehrin ana arterlerde büyüdüğü, farklı semtlerin ve merkezlerin oluştuğu bir tablo olacak. Merkezde oturayım işe gidip gelirim yerine işe yakın oturma insanlara zamandan kazandıracak. Şehrin büyüyen bazı noktalardaki villa imarları o semtleri ileride çok değerlendirecek. Şehir büyüdükçe şehrin içinde kalacaklar ve tercih edilecekler. Bütün bunlar olurken şehrin alt yapıya ve iyi bir planlamaya ihtiyacı var. Yeşil alanları, otoparkları, yolları, toplu taşımayı planlayarak gelişen bir İzmir olacağını umut ediyoruz.
Projelerinizde özgünlük ön planda. Özellikle SOHO oldukça dikkat çekici.Biraz da tamamlanmış ve devam eden projelerinizden bahseder misiniz?
25 senedir bu sektördeyiz. Hep kalite odaklıydık, biz ikinci jenerasyon olarak buna bir de farklılık ve estetik ekliyoruz. bizim mottomuz zaten farklı bir bakış. Sektöre farklı bir soluk olabilmek istiyoruz. Farklı fikirlerin, estetiğin desteklendiği ve standart yapıların dışında insan odaklı, üzerine düşünülmüş, farklı konulara farklı çözümler getirilmiş incelikli ve nitelikli projeler yapmak istiyoruz. Bunu sesli bağırmak yerine yaptıklarımızla göstermek istiyoruz. Soho da bunun somut örneklerinden ve çok güzel tepkiler alıyoruz.
Karşıyaka aslında bizi Siena Evleri olarak biliyor. Seneler önce ilk Siena projesinde kullanmaya başladığımız ve o günden beri devam ettirdiğimiz dış cephe tasarımımız bizim imzamız oldu. Tuğla kaplama dış cephe ve demir balkon korkuluklarını İzmir çok beğendi ve bugün birçok firma tarafından kullanılıyor. Buna öncü olabilmek bile bizim için gurur verici. Soho’ da bunu biraz daha farklı bir noktaya taşıdık sınırların daha da dışına çıktık. Genel kabulleri sorgulayarak tüm iç tasarımı değiştirdiğimiz bir proje oldu.
Mavişehir’de Siena Plus projemizi yeni teslim ettik, Siena Ofis projemizi ise bir aya teslim edeceğiz. Şu anda ise Ulukent’te Siena Garden projesine başladık. Karşıyaka’da bilinen kalitemizi bölgeye götürüyoruz. Gelecek için ise birkaç villa projesine çalışıyoruz. Orada insan odaklı çok farklı fikirlerle ve tasarımlarla geleceğiz.
egehaber.com













