Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, “Yeni bir yıl, yeni heyecanlar, yeni ümitler. Çoğu insan yeni yıla girerken yeni kararlar alıyor, birçok şey hedefliyor. İsminden de anlaşılacağı gibi, yeni bir yıl demek “yeni” olanı çağırmak, daha iyiyi hedeflemek demek. Belki yeni bir ev, araba; belki iş yerinde daha iyi şartlarda bir terfi; belki yeni bir iş ya da başlanamayan spora/diyete başlamak; belki de kazanılması gereken sınavları kazanmak. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki; yeni yıla girerken hedefleri ve kararları olan insanlar, olmayanlara göre hedeflerini gerçekleştirmede daha başarılı oluyorlar. Hedeflerine ulaşamayan kişiler genellikle suçu dışarıya atarak “bu yıl çok kötü geçti”, “isteklerime ulaşamadım”, “bu sene bitsin bir an önce” vb. sorunlarını dışsallaştırırken, “seneye benim yılım olacak”, “yeni yılda geçmiş yıllarda yapamadıklarımı başaracağım” vb gibi gelecek yıla umut bağlarlar. “Sorun bende değil, bu yıl çok kötüydü” mesajı verilerek sorunlarla yüzleşmekten kaçarlar. Başlamak bitirmenin yarısıdır. Geçmiş yıllardan beri yapmak isteyip de ertelediğiniz ne varsa, bu yıl onları listeleyin ve adım atın. Bir dilek tut ve o gerçek olsun, ama nasıl? Sadece düşlemlemek, o dileğin gerçekleşmesi için yeterli mi? Yoksa dileklerin gerçekleşmesi için adım atmak ve gerçekçi hedefler koymak da önemli mi? Zaman herkes için aynı hızda akarken, yıllar, aylar, haftalar, günler ve saatler aynı iken, neden bazı kişiler hedeflerine ulaşabiliyor, bazı insanlar hedeflerine ulaşamıyor? Belki de sorunun cevabı; yaşadığımız olaylara değil, bu olaylara verdiğimiz tepkilerin farklılığından kaynaklıdır. Bilinmelidir ki; bir olay karşısında yaşadığımız duygular düşüncelerimizi, düşünceler ise davranışlarımızı etkiler. Duygularımız değişince düşüncelerimiz de değişir ve bu değişim davranışlarımıza da yansır. O zaman hayatımız ile ilgili planlamalar yaparken sadece istemek değil, isteklerimiz ile ilgili duygu ve düşüncelerimizin de davranışımızı etkileyeceğini bilerek hareket etmeliyiz” dedi.