Perry’in 4 Eylül’de Suudi Arabistan’a nükleer teknoloji transferi konusunda ABD’nin kaygılarını içeren mektubunda, Riyad’ın seyreltilmiş uranyum zenginleştirme faaliyetine girmemesi koşuluyla ABD’den nükleer teknoloji alabileceği belirtildi.
Bloomberg’in ulaştığı mektubunda ABD’nin Atom Enerjisi Yasasına atıfta bulunan Perry, “123. Anlaşmanın koşulları aynı zamanda krallığın uranyum zenginleştirme veya tekrar işleme faaliyetinden feragat ettiğine dair vaadini de içermelidir.” ifadesini kulandı.
Perry mektubunda ayrıca ABD yönetiminin, nükleer reaktörlerin Suudi Arabistan’a satılması konusunda Güney Kore ile çalışmasına izin vermeyeceğini de kaydetti.
Güney Kore yönetimi daha önce Riyad’a nükleer reaktör satabileceğine yönelik niyetini ortaya koymuştu ancak ABD söz konusu reaktörlerin ABD teknolojisi içerdiği gerekçesi ile bu teklife karşı çıkmıştı.
Suud Kralı Selman bin Abdülaziz, 8 Eylül’de el-Falih’i görevden almış yerine oğlu Prens Abdülaziz bin Selman’ı atamıştı.
ABD’li bakanın yeni mevkidaşı Prens bin Selman ile Viyana’da düzenlenen Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı toplantısı kapsamında görüşmesi bekleniyordu ancak Suudi Arabistan petrol şirketi Aramco’nun iki tesisine yönelik saldırıdan dolayı Bakan bin Selman Viyana’ya gelememişti.
Perry konuyla ilgili Viyana’da yaptığı açıklamada Suudi Arabistan’a nükleer teknolojinin verilmesinin UAEA’nın sıkı denetimi ile mümkün olabileceğine vurgu yapmıştı.
ABD, aralarından Westinghouse Electric’in de aralarında bulunduğu ABD şirketlerinin Suudi Arabistan’a nükleer teknoloji satması konusunda Riyad yönetimi ile uzun bir süredir müzakere yürütüyor.
Diğer taraftan Kongre’deki önemli bir kesim Suudi Arabistan’a nükleer teknoloji verilmesi konusunda kaygılarını dile getiriyor.
