SON DAKİKA
Reklam Kodu r004Reklam Kodu r004
Reklam Kodu r004Reklam Kodu r004

Torbalı’nın 2 bin 500 yıllık tarihi keşfe çıkın

Bu haber 22 Ekim 2023 - 22:47 'de eklendi.

Yazın ‘çok sıcak’ kışın ise ‘çok soğuk’ diye ertelediğimiz özel gezi rotaları için mevsim eskilerin deyişi ile ‘biçilmiş kaftan’. Bu hafta fazla uzaklara gitmeyeceğiz. İzmir’in en güzel ilçelerinden Torbalı, zengin uygarlıklar tarihi, doğası ve kültürü ile sonbaharda sizi bekliyor.

ANTİK kentler zengini İzmir, yeni keşiflerle insanlık tarihinin en baştan yazıldığı coğrafyası olmaya aday. İzmir’in hemen yanı başındaki Torbalı zengin uygarlıklar tarihiyle sizi zaman yolculuğuna çıkaracak. Ana tanrıçanın, 2 bin 500 yıllık “Metropolis Antik Kenti” geçmişten günümüze açılan gizemli bir kapı. Günümüzde, 200 bini aşan nüfusu ve güçlü sanayi tesisleriyle tarihten gelen stratejik önemini koruyan Torbalı, bugün bulunduğu coğrafyada yer alıyorsa şüphesiz bu Metropolis Antik Kenti sayesindedir. Bu güzel ilçe, Küçükmenderes havzasında verimli topraklar üzerinde kurulmuştur. Ephessos (Selçuk), Smyrna (İzmir), Kolophon (Değirmendere), Nation (Ahmetbeyli) ve Nif (Kemalpaşa) antik kentleri arasında kalan bölgede M.Ö. 3 bin yıllarında ilk yerleşim gerçekleşmiştir. Torbalı’yı keşfetmeye ana tanrıçanın gizemli kenti “Metropolis” ile başlamanızı öneriyoruz.

ULAŞIM- YEMEK- KONAKLAMA

İZMİR’E, 45 km uzaklıktaki Torbalı’ya ulaşım hem karayolu hem de demiryolu ile son derece kolay. Sık aralıklı İzban seferleri ulaşımda büyük kolaylık. İzmir’in en yakın ilçelerinden biri olan Torbalı yemek kültürü ile öne çıkıyor. Bunlardan en önemlisi ise ‘Mayalı sokuşturma’ adlı yöresel yemek. Güçlü Yörük kültürünün izlerini yöresel yemeklerde de görebilirsiniz. Et ve mevsimsel sebze yemekleri Torbalı mutfağının gözdeleri arasında. Kentte konaklama alternatifleri ise oldukça geniş bir yelpazede bulunuyor.

MAĞARA TURİZMİ

TORBALI 8 mağarası ile İzmir’de en fazla mağara bulunan ilçelerinden biridir. İlçede bulunan ve henüz turizme açılmamış olan Özbey köyü çevresindeki mağaralar zengin turizm potansiyeline sahiptir. Bu mağaralar içinde en ilginci ise Metropolis Antik Kenti yakınlarındaki Uyuzdere Mağarası’dır. Roma Dönemi’nde iskân yeri olarak kullanıldığı tahmin edilen mağarada çeşitli tarihi kaplar ve su testileri bulunmuş ancak herhangi bir arkeolojik çalışma yapılmamıştır. Dümbelek Mağarası, Maden Mağarası, Onyx Mağarası, İncirli Mağarası, Beşikçi Mağarası, Güvercinli Mağarası ve Sarı Kristal Mağarası ilçedeki diğer mağaralardır.

ŞİFALI SULARI MEŞHUR

AYRANCILAR’DAKİ “suyun başı” olarak bilinen mesire alanı, içerisinden akan tatlı su kaynağı ve etrafındaki çınar ağaçlarıyla adeta bir tabiat harikasıdır. Dağtekke, sahip olduğu şifalı su kaynağı sayesinde ünlenmiştir. Metal çürütücü özelliğe sahip olan suyu, başta sindirim yolu, böbrek taşları, şeker hastalıkları, taş, kireçlenme, kum, çamur, üre gibi hastalıklara iyi geldiği bilinmektedir.

KÖYLERİNİ MUTLAKA GEZİN

HIZLA gelişip büyüyen Torbalı doğal ve kültürel güzelliklerini korumayı başarmıştır. Karakızlar köyünde bulunan “İncircik” yılın her mevsimi güzelliğiyle sizi cezp etmeye aday. Dağların arasında, saklı bir cenneti andıran İncircik’in içerisinden küçük bir de dere geçmektedir. Torbalı- Kemalpaşa sınırındaki son köyü “Karaot”, şirin ve sakin görünümüyle, kır hayatı yaşamak isteyenler için idealdir. Son yıllarda şifalı suyu ile de öne çıkan köy, ziyaretçilerini kendisine hayran bırakıyor.

İLK TREN SEFERLERİ

METROPOLİS’İ gezdikten hemen sonra Torbalı’nın diğer güzellikleri keşfetmeye başlayabiliriz. Örneğin, Osmanlı döneminde İzmir-Aydın Demiryolunun ilk etabı olan İzmir-Torbalı hattı 1860’ta işletmeye açılarak, günümüz Türkiye’sindeki ilk tren seferlerinin İzmir-Torbalı arasında yapılmaya başlandığını biliyor musunuz?

METROPOLİS’E HAYRAN KALACAKSINIZ

TİYATRO: Metropolis’te tiyatro, Helenistik Dönemde yaygın uygulamaya paralel olarak, kentin güneye bakan, şist ana kayadan oluşan yamacının üzerine inşa edilmiştir. Oturma sıraları ana kayaya oyulan tabanın üstündeki bloklanmıştır. Oturma kapasitesi 3 bin 600 kişidir. AKROPOLİS:

Akropol, kent tarihinin araştırıldığı bir laboratuar olma özelliğini taşımaktadır. Burada yapılan sondajlar, insanların M.Ö. 3 bin yıllarından itibaren burada yaşamaya başladıklarını ortaya çıkarmıştır. Kentin en kolay savunulacak tepesine kurulan yukarı kentin (Akropol) surları, Helenistik Döneme tarihlenir. Surlar iki kapı tarafından kesilmekte, doğudaki ana giriş kapısı kent merkezine, batıdaki kapı ise genellikle kaya mezarlarının bulunduğu mezarlık (Nekropol) alanına yönlenir. MOZAİKLİ SALON: Tiyatronun doğu kenarına bitişik inşa edilen Roma dönemine ait geniş mekânın duvarlarında geometrik şekilli freskler, taban döşemesinde ise renkli taşlarla yapılmış iki panel mozaik ortaya çıkarılmıştır. Ana mozaiğin merkezinde tiyatro ve eğlence tanrısı Dionysos, karısı Ariadne ve konuyla ilgili mitolojik karakterler yer alır. Yan panelde ise komedya ve tragedya masklarının yanı sıra balık ve kuş figürleri olduğu için bu mekanın tiyatro yapısıyla ilgili bir resepsiyon salonu olduğu kabul edilir. ‘BOULEUTERİON’ (MECLİS BİNASI): Antik dönemin meclis binaları olarak adlandırılan bouleuterionlarda, kentle ilgili kararlar alınırdı. Kareye yakın bir forma sahiptir. 400 kişi kapasiteli toplantı salonu, ışınsal merdivenlerle iki bölüme ayrılmıştır. Dairesel formlu oturma sıraları, antik tiyatrolarda olduğu gibi at nalı formunda tasarlanmıştır. STOA: Yağmur ve güneşten korunmak amacıyla yapılan stoalar, dini törenlerde, siyasi ve felsefi toplantılarda, ticari ve kültürel etkinliklerde kullanılıyordu. YUKARI HAMAMGYMNASİUM: Roma hamamları, yıkanma işlevinin yanında günümüzdeki spor merkezleri gibi etkileşim alanlarıydı. Yazıtlara göre, ön hamam, masaj odası ve ana hamam bölümlerinden oluşan Metropolis Hamamı’nda sıcaklık döşeme altında bulunan bir metre yüksekliğindeki ısıtma sistemiyle ve duvarlara yerleştirilen içi boş tuğlalarla sağlanıyordu. Aşağı Hamam-Palaestra: Halk arasında “Han Yıkığı” olarak adlandırılan kalıntılarda yapılan kazılarda, sütunlu avlunun çevresindeki galerilerin mozaik döşemeyle kaplandığı tespit edildi. ATRİUMLU EVLER: Metropolis’te bugüne kadar ortaya çıkarılan yapılar arasındaki ilişki, düzenli bir kent planı organizasyonunun varlığına işaret eder. 2003’te, ortasında avlu ve havuz bulunan yapılar ortaya çıkarıldı.

TARİH TORBALI’DAN BAŞLAR

YÖREDEKİ en erken yerleşim ‘Metropolis’ antik kentinde ortaya çıkmıştır. Torbalı’nın adını Metropolis’in diğer adı olan ‘Triyanna’ veya ‘Tripolis’ten’ aldığı sanılmaktadır. Metropolis “Ana Tanrıça’nın Kenti” anlamına gelir. Ünlü tarihçi ‘Strabon’ bu kentin antik çağda ünlü bir şarap merkezi olduğunu belirtmiştir. Metropolis’in önemi İzmir ve Efes arasındaki ana yol üzerindeki stratejik bir tepe ve eteklerinde kurulmuş olmasında yatmaktadır. Metropolis kent tepesi hala Yeniköy ve Özbey köyleri arasında üzeri zeytin ve çam ağaçlarıyla örtülü Kocadiz Dağı’nın eteklerinde bulunmaktadır.

  1. ABDÜLHAMİD’IN GÖZDESİ

TORBALI’NIN yıldızı Osmanlı döneminde Sultan II. Abdülhamid’in Tepeköy merkez olmak üzere yörede çiftlikler satın almasıyla parlamaya başlamıştır. Sultan Abdülhamid sahibi olduğu pek çok köye (Tepeköy, Özbey, Yeniköy, Ahmetli, Çaybaşı, Şehitler, Eğerci, Pamukyazı, Subaşı, Naime, Tulum, Bülbülderesi) bizzat kendi hazinesinden camiler, mektepler, havuzlar, çeşmeler ve su şebekeleri yaptırmıştır. Cumhuriyet döneminde ise Torbalı’daki ekonomik değişim genel hatlarıyla Türkiye ve dünya ekonomisine paralel olarak değişmiştir. Torbalı, İzmir ve Türkiye çapında önemli bir sanayi kentine dönüşmüştür.

Reklam Kodu r028.Reklam Kodu r029Reklam Kodu r030.Reklam Kodu r031

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.