Soğukçeşme Özel Eğitim Merkezi Kurum Müdürü Psikolog Gökhan Ezgin, 2-4 yaş çocuklarda ‘kekemelik’ olması durumunda, aileye ve öğretmenlere önerilerde bulundu.
PSİKOLOG Ezgin, kekemeliğin geçmişten günümüze kadar dil ve konuşma alanında sıkça görülen bir sorun olduğunu, çocukluk çağında ortaya çıkabileceği gibi ileri yaşlarda da ortaya çıkabildiğini aktardı. “Bu röportajımızda, 2 ve 4 yaş dil gelişiminin en hızlı olduğu dönemlerde ortaya çıkan ‘çocukluk çağı kekemeliği’ üzerinde duracağız” diye konuşan Soğukçeşme’li Psikolog sözlerini şöyle sürdürdü; “Kekemelik bir çok farklı şekilde kendini gösterebilir; Çocuklarda kelime tekrarı( baba baba baba), harf uzatma (aaaaaa), Hece tekrarı (bu bu bu) ve uzatarak konuşma (baaaaba, beeenim ooooyuncağım) şeklinde görülebilir.
BU yaşlarda kekemelik durumunu fark ettiğinizde 6 ay süre ile takip etmek gerekir. Çünkü bu yaş grubunda ortaya çıkan kekemelik kendiliğinden ortadan kaybolabilir. Erken yaşlarda ortaya çıkan kekemelikler yüzde 80 gibi bir oranla azalmakta ve yüzde 20 düzeyinde ise kalıcı olabilmektedir. Bu kekemelik oran vermek gerekirse 4 çocuktan 1 de görülebilir ve uygun bir tedavi yöntemi ile en aza indirgenebilir. Kekemeliğin tedavisi dil ve konuşma bozuklukları uzmanlığı alanına girer. Fakat psikolojik temelli durumlarda biz psikologlara da çok iş düşmektedir. Erken yaşlarda ortaya çıkan kekemelikler ailenin ya da çevrenin konuya duyarlılığı ve bu konuda bilinçli olması durumu kekemeliğin azalmasını olumlu yönde etkilemektedir. Çocuklarda 2 ve 4 yaşında ortaya çıkan kekemelik durumunda biz psikologların siz değerli ailelere ve emektar öğretmenlerimize önerileri olacak;
- Çocuk kekemeliğiyle ilgili 6 yaş öncesi görmezden gelmek, onunla göz teması kurup konuşmak ve sabırla konuşması bitene kadar dinlemek onu rahatlatacaktır.
- Eğer çocuk 6 yaşından büyükse ve bu konu hakkında konuşmak istiyorsa, bu durumun farkında olduğunuzu ve onu kabul ettiğinizi hissettirin.
- Fakat Çocuk sizinle bu konuda konuşmaya istekli değilse ya da bazı kaygıları varsa, konuşmaya zorlamamak en iyisi. Ancak, onunla iletişime her zaman hazır olduğunuzu belirtebilirsiniz.
- Konuşurken çocuğa zaman tanıyın, acele ettirmeyin ve göz temasından asla kaçınmayın. Konu bitene kadar sabırla bekleyin ve aynı zamanda konuşmasını kesmeyin, Bunlardan kaçının çünkü bu şekilde davranırsanız; çocuk kendini sınırlamış hisseder ve zaman sınırlaması çocuğun akıcı konuşmasını engeller.
- Çocuk konuşurken kesinlikle takıldığı yerde tamamlamayın, sözcük eklemeyin. Onun yerine sözcük seçtiğinizde bazen o sözcük söylemek istediğini karşılamayabilir.
- Çocuktan “zor” olan sözcük yerine “kolay” olanını kullanmasını istemeyin, bu çocuğun sözcüklerle ilgili korkusunu arttırır.
- “acele etme”, “rahatla”, “önce düşün sonra konuş” gibi önerilerden uzak durum. Bu öneriler yapıcı öneriler değildir, öğrenciye yardımcı da olmayacaktır.
- Çocuğunuzun konuşma esnasında konuştuğu konuya odaklanın, nasıl söylediğine değil. Sözel etkinlikler için motive edin.
- Çocuklar beden dilini iyi takip eder. O konuşurken takılma yaşadığında kesinlikle yüz ifadenizde olumsuzluk duygusunu hissetmemeli. Çünkü çocuklar sözel ifadelerden çok beden dilinizden daha çok etkilenir. Yani ne dediğiniz değil, ne yaptığınız onların daha çok dikkatini çeker.
- Terapi alıyorsanız mutlaka terapistiniz ile koordine içinde olun. Size verilen çalışmaları ve önerileri eksiksiz yerine getirin.
- çocuğunuza bir şey sorduğunuz da mutlaka kendini ifade etmesi için yeterli zaman tanıyın.
- Çocuğun hangi ortamlarda daha akıcı konuştuğunu gözlemleyerek belirleyin. Bu ortamlar onun kendini daha rahat ve güvenli hissettiği ortamlar olabilir, bu ortamları arttırın.
- Çocukta duygusal çatışma ve gerilim yaratan durumları gözleyip belirleyin, mümkün olduğunca bunlardan sakının.
- Çocuk akıcı konuşmadığında da akıcı konuştuğundaki gibi davranın.