Tınaztepe Torbalı Hastanesi’nde yeni Dahiliye Uzmanı Uzm. Dr. Nigar Askarli hasta kabulüne başladı.
6 YILLIK hekim olan Uzm. Dr. Nigar Askarli, Torbalı ve çevre ilçelerden gelecek olan hastalarını tedavi edecek. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görev yapan deneyimli doktor, artık hastalarını Tınaztepe’de tedavi edecek. İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Askarli, Tınaztepe Torbalı Hastanesi’nde bakacağı hastalıklar ve uygulacağı tedaviler ise şu şekilde; yetişkinde rutin sağlık kontrollleri, şeker hastalığı, hipertansiyon, obezite ve sağlıklı kilo verme, tiroid hastalıkları, kolesterol, trigliserid yüksekliği, sindirim sistemi hastalıkları, karaciğer ve safra kesesi hastalıkları, böbrek hastalıkları, kansızlık ve kan hastalıkları ve romatizmal hastalıklar…
DAHİLİYE Uzmanı Uzm. Dr. Nigar Askarli ayağının tozuyla, hipertansiyon konusunda önemli bilgiler verdi. Ülkemizde yüksek tansiyon farkındalık seviyesinin oldukça düşük olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Askarli, hipertansiyonda erken teşhisin önemli olduğunu söyledi. Hipertansiyonun bir damar sorunu olduğunu ifade eden Tınaztepe’li Dahiliye Uzmanı, “Hipertansiyon damarın içinde kan kütlesinin yaptığı basınçtır. Bu açıdan hipertansiyon çok önemli bir hastalık. Öyle ki bu hastalık kalp krizi, inme ve diğer beyin hadiselerine neden olabilecek kadar büyük ölümcül hastalıklara yol açar. Hipertansiyonun erken dönemde kontrol altına alınması ise hem hekimin karşılaşacağı hem de hastanın yaşamak zorunda kalacağı sıkıntılı süreçleri çoğu zaman ortadan kaldırıyor ve genellikle erteliyor” şeklinde konuştu.
“METOBOLİK HASTALIKLAR KONUSUNDA DAHA BİLİNÇLİ OLMALIYIZ”
TÜRKİYE’DE 15 milyon hipertansiyon hastası olduğunu ve hipertansiyon konusunda halkın ciddi manada bilgilendirilmesi gerektiğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Nigar Askarli, “Üzülerek söylemeliyim ki, Türkiye, metabolik hastalıklar yani diyabet, kolesterol, yağların yüksekliği ve hipertansiyon tedavisinde dünyanın en geri ülkelerinden biri. Buradaki en önemli faktörlerden biri, hastalarımızın hastalığı kabullenmemesi ve verdiğimiz önerilere uymaması. ‘Benim tansiyonum asabi’, ‘Küçük tansiyonum iyi’, ‘Babamda da tansiyon vardı’, ‘İlaçların yan etkileri çok fazla’ gibi sözlerle hipertansiyona inanmadıklarını ya da hastalığı hafife aldıklarını ifade ediyorlar. Bu durum tedavide başarı şansımızı azaltabiliyor. Diğer taraftan hastalar kendilerini ilaç dışı bitkisel tedavilerle tedavi etmeye kalkıyor. Tansiyon hastaları limon ve sarımsak ile tedavi olmaya çalışıyor. Elbette bunların antioksidan özellikleri çok ama bunlar ilaç yerine tansiyonu tedavi etmek için kullanılamaz. Türkiye’de hipertansiyon hastalarının çoğunu tedavi edebiliyoruz. Basit gibi görünse de kalan kısım, hastalığı ciddiye almıyor ve hipertansiyonun yapmış olduğu, felç, inme, kalp krizi gibi hastalıklarla yaşantısını sürdürüyor. Bu yüzden ülkemizde bizim çok daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor” ifadelerinde bulundu.
