SON DAKİKA
Reklam Kodu r004Reklam Kodu r004
Reklam Kodu r004Reklam Kodu r004

Nafaka ‘mağdurları’: Ömür boyu nafaka

Bu haber 27 Eylül 2023 - 7:55 'de eklendi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un, aile hukukunun yeniden ele alınacağını söylemesinin ardından nafaka tartışmaları yeniden alevlendi. Konunu bilinçli olarak gündeme getirildiğini söyleyen hukukçular asıl meselenin medeni kanunu ve anayasayı değiştirmek olduğu görüşünde.

2022 TÜİK verilerine göre boşanma hızının en yüksek olduğu il olan İzmir geneli ve Torbalı’da da nafaka hususu da pek çok kişinin gündeminde. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, geçtiğimiz günlerde, 1 Kasım’da düzenleyecekleri sempozyuma dair konuşmuş ve aile hukuku konusunu yeniden masaya yatıracaklarını belirterek, “Boşanma davasıyla tazminat, nafaka konularını ayırabiliriz, ayırmamız da gerekir. Nafaka ile ilgili bahsedilen mağduriyetlere duyarsız kalmamak gerekir” demişti. Öte yandan sosyal medyada örgütlenen ve ‘nafaka mağduru’ olduklarını iddia eden bazı platformlar, kısa süreli evliliklerde ömür boyu nafaka ödemek zorunda kaldıklarını ve bunun düzeltilmesi için kampanyalar yürütüyorlar. Gündemden düşmeyen “nafaka mağdurları”nı ve Türk Medeni Hukuku’nda nafakanın nasıl ele alındığını hukukçular Yenigün’e değerlendirdi. Adalet Bakanlığı’nın nafaka ile ilgili verileri paylaşmadığına dikkat çeken hukukçular, süresiz nafaka diye bir şey olmadığını, nafakayı sadece erkeklerin vermekle yükümlü olmadığını, Medeni Kanun’da değişiklik yapmak isteyen gerici zihniyetler tarafından beslenen bazı erkek gruplarının algı operasyonu yaptığını belirtti.

KADIN DA ÖDEYEBİLİR

TARTIŞMAYA açılan nafakanın yoksulluk nafakası olduğunu belirten İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Elçin Kılınçer Ot, “Bizim hukukumuzda boşanma ile ilgili olarak nafaka; tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası olarak üçe ayrılıyor. İştirak nafakası çocuğa, yoksulluk nafakası ise boşanmakla yoksulluğa düşecek tarafa, ağır kusurlu olmamak kaydıyla veriliyor. İştirak nafakasını çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan taraf öder. Adı üstünde, çocuğun bakım yükümlülüğüne eğitimine, sosyal faaliyetlerine vs. iştirak ediyorsunuz. Gündemde tartışma konusu olan nafaka ise yoksulluk nafakası” dedi. Erkekler tarafından kurulan, gerici gruplar ve yandaş medya tarafından desteklenen bazı topluluklar tarafından nafakanın sadece kadına verildiği algısı yaratıldığını söyleyen Ot, “Oysa yoksulluk nafakası cinsiyetsizdir. Ağır kusurlu olmadığı müddetçe boşanmayla yoksulluğa düşecek tarafa verilir. Yaratılan algılardan birisi de nafakanın süresiz olduğu yanılgısı. İşte ‘on gün evli kalıyorum ömür boyu nafaka ödüyorum’ gibi cümleler, erkeklerin tamamen cinsiyetçi söylemlerinin, iktidar ve yandaş medya tarafından ısıtılıp ısıtılıp önümüze konması” diye konuştu. Yoksulluk nafakasını iki tarafında ödeyebileceğini hatırlatan Ot, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadın da erkeğe yoksulluk nafakası ödeyebilir. Bir takım oluşumlar var, nafaka mağduru diye gerici zihniyetin beslediği. Kadınların yoksulluk nafakasına erişmesi sanıldığı kadar kolay değil. Basında popüler kesimlerin anlaşmalı boşanmalardaki nafakaları yansıtıldığı için sanılıyor ki, sokaktaki insanların çekişmeli boşanmalarında da böyle yüksek miktarlar ödeniyor. Hayır ödenmiyor. Kaldı ki erkekler nafaka vermemek için, kazançlarını bile resmi makamlara daha az yansıtıp nafaka bedellerinin düşük tutulması yönünde mahkemeyi yanıltıyor. Başka bir tartışma ise süresiz nafaka konusu. Nafaka süresiz değildir. Taraflardan biri işe girerse ya da evlenirse ortadan kaldırılıyor. Ayrıca nafaka alan, evde partneriyle yaşamaya başlamış ve bu da ispat edilmişse yine nafaka ortadan kalkıyor. Adalet Bakanlığı bu konuda hiçbir veri paylaşmıyor. Bu da tartışmaların önünü açıyor.”

RAKAMLAR DÜŞÜK KALDI

NAFAKANIN her iki tarafa da hak olarak verilmesine rağmen, çoğunlukla neden erkeklerin ödediğinin sebeplerine değinen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi Tülin Osmanoğulları ise, “Adı üstünde; yoksulluk nafakası. Boşanmada kusurlu taraf daha az kusurlu veya kusursuz tarafa geliri oranında ödüyor. Ülkemizde ne yazık ki kusurlu taraf hep erkekler olduğu için daha çok erkekler ödüyor. Ödenen rakam öyle çok büyük miktarda değil, günümüz ekonomik koşullarında çok komik rakamlar. Kadını okutmayacaksın, çalıştırmayacaksın, evlendirip eve hapsedip, evliliği sürecinde her türlü şiddete maruz bırakacaksın, kadın canı pahasına boşanmak isteyince de izin vermeyip açlığa mahkum edip nafaka ödemeyeceksin, ki kadınlar boşanma davası açınca bir an önce kurtulmak için nafaka dahi talep etmiyorlar” dedi.

ÖMÜR BOYU NAFAKA

NAFAKA tartışmalarının merkezinde yer alan konulardan birisi olan, ‘birgün evli kalıp ömür boyu nafaka ödeyen erkekler’ konusuna da değinen Osmanoğulları, böyle bir veri olmadığının altını net bir şekilde çizdi. Osmanoğulları, “Kimdir bu nafaka mağdurları ve nasıl mağdur olmuşlar? Bir gün evli kalan ömür boyu nafaka ödüyormuş, var mı böyle bir veri, açıklasınlar. Ömür boyu nafaka diye bir şey yok zaten. Nafaka mağdurları ile ilgili bir veri var mı nasıl mağdur olmuşlar, bakanlık açıklasın. Yine şöyle bir şey söylüyorlar: ‘Nafaka alan kadın nafakası kesilmesin diye sigortasız çalışıyor.” Böyle bir şey varsa bu da yine yetkililerin ayıbıdır. Sigortasız işçi çalıştırmak suç ve bunu denetleyecek olan devletin kurumlarıdır. Nafaka konusu yapay bir gündem olmasına rağmen, bilinçli bir şekilde gündeme getiriliyor. Asıl mesele medeni kanunu ve anayasayı değiştirmek. Kız ve erkek çocuklarının ayrı okuması, okullara imam atamak… Boşanmada arabulucu ataması var, ekonomik, sosyal hiç bir açıdan eşit olmayan kadın ve erkeğin boşanmasında nasıl arabulucu olunur. Biz bütün bunları bütünlüklü ele alıyoruz ve örgütlü olarak mücadele ediyoruz. Nafaka hakkımızdan da özgürlüklerimizden de vazgeçmeyeceğiz” açıklamalarında bulundu.

NAFAKA BORÇLUSU ARTIYOR

ARTAN enflasyonla birlikte nafaka tutarlarının çok küçük miktarlarda kalmakla birlikte son yıllarda nafaka borçlu sayısının oldukça yükseldiğini dile getiren İzmir Barosu Üyesi Avukat Aytekin Aktaş, “Vatandaşların çoğu nafaka türleri arasındaki ayrımı bilmez ve nafaka dendiğinde yalnızca yoksulluk nafakasını anlar. Ülkemizde çok büyük oranda kültürel ve ekonomik sebeplerle nafakaları erkekler kadınlara ödemektedir. Yine büyük oranda boşanmadaki kusurlu tarafın erkek tarafı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak istisnai de olsa kusurlu olmasa yahut ekonomik durumu elvermese dahi kültürel kabuller gereği erkek tarafa haksızca nafaka yüklendiği de görülebilmektedir. Öte yandan sıklıkla tedbir nafakasının, iştirak nafakasının veya yoksulluk nafakasının ödenmediği görülmektedir. Özellikle boşanmadan sonra tekrar evlenen kişilerde nafaka sorumluluğundan kaçanlar daha çoktur” diye konuştu. Ekonomik durumu elvermesine rağmen sigortalı bir işte çalışmayarak ve/veya malvarlığını üstünde tutmayarak nafaka alacağından doğan icra takiplerini sonuçsuz bırakan pek çok nafaka borçlusu olduğunu vurgulayan Aktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer yandan yoksulluğa düşmemesine rağmen, sonradan yoksulluktan kurtulmasına rağmen veya fiilen başkasıyla yaşamasına rağmen haksız şekilde yoksulluk nafakası almaya devam eden pek çok kişiyle de karşılaşılmaktadır. Bir diğer problem ise son yıllarda yaşadığımız aşırı enflasyon sebebiyle nafaka tutarlarının çok küçük rakamlarda kalıyor olmasıdır. Davalar hem vakit hem nakit istediği için çoğu kişi bu mağduriyetten kurtulamamaktadır. Bu konuda hızlı ve ekonomik çözüm yollarının geliştirilmesini bekleyen pek çok nafaka alacaklısı vardır. Nafaka borcunu ödemeyen tarafın tazyik hapsiyle karşılaşması da yeterince caydırıcı olmamaktadır. Bu konuda özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler yerine devlet kurumlarında zorunlu çalışma karşılığı para edinilmesi gibi alternatif yöntemler geliştirilebilir.”

Reklam Kodu r028.Reklam Kodu r029Reklam Kodu r030.Reklam Kodu r031

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.