SON DAKİKA
Reklam Kodu r004Reklam Kodu r004
Reklam Kodu r004Reklam Kodu r004

Açlık

Bu haber 25 Mart 2015 - 7:30 'de eklendi.

Bazen haberlerde yada bulunduğumuz şehirlerde karşılaşıyoruz muhtemelen. Yöresel gıdaların yada muhtelif ihtiyaçların tanıtım amaçlı bedava dağıtımlarıyla. İnsanlarımızın kuyruk halinde değil de yığılma ve izdiham arasında ki çizide yıkarak dökerek ezerek “bedava” ya olan ilgilerini görüyoruz. Açlık dediğimiz şeyin sadece maddiyata dayalı olduğunu düşünmemek gerek. Biz toplum olarak her şeye açız. Yiyeceğe, giyime olan ihtiyaçların “açlığın” insan üzerinde ki etkilerini görebiliyoruz.

Hep eskiler anlatılır. Eskiden böylemiydi insanlar diye. İşte buna da açız. Düzgün sosyal hayata, politikacılara, adalete, sükûnete, doğruluğa dürüstlüğe, sevgiye, anlayışa, dostluğa, arkadaşlığa, mutluluğa bizi insan yapan her şeye açız. Bu saydıklarımı çoğaltabiliriz aklınıza gelen diğer tüm seçeneklere açız. Konuşmaya, komşuluğa, paylaşmaya, çocukluğa, saflığa o kadar her şeye açız ki bu özelliklerin biri yada bir kaçı olan insanlara “saf” “salak” diyor yada bulunmaz nimetlerden görüp bir süreliğine saygı duyup sonra hayatın getirdikleri olarak görüp herkes gibi davranabiliyoruz.

O kadar açız ki yabanileşme denen kıvama yaklaşmış “bencillik” dediğimiz kavramı kendimize nasılda masumlaştırarak ve kabul ettirerek yaşamaya çalışıyoruz. Soranlara “sadece ben”i  kabul ediyoruz. Elbette kimileri savunacaklar bu durumu doğru kılmak için çeşitli savunmalar içinde bulacak kendini; oysa biz hayat içerisinde ki her şeye o kadar tahammülsüz olmuşuz ki işte ona da açız. Yaşam içinde ki korkularımız bizi büsbütün açlığa sürüklerken bunu kabul etmemekte direniyoruz. Çünkü bencillik kıvamına gelmişiz artık.

Saçma geliyor insanlara bazen bunları dillendirmeye başladığımda çünkü değerlerimizi yitirdiğimizi kabul etmek istemiyorlar. Kendilerine göre haklılar çünkü bunu kabul ettikleri anda yaptıkları her şey sıfırlanacak hatalarıyla yüzyüze gelecekler ve belki de suçluluk hissedecekler. Bu zamana kadar yaşadıkları ve yaptıkları her şey yalan olacak. Bu da onları büyük bir boşluğa sürükleyecek.

Çocuklar doğarken masum olarak doğar. Bu hep söylenir ve bilinir. Önce aile olarak biz öğretiriz onlara ama !!!     Kendi bildiklerimizi….!

Bunun üzerine söylenecek anlatılacak bir şey yok sanırım tek cümle ile anlaşıldığını düşünüyorum. Kafanızda kurgulayacaksınız elbet.

Açız her şeye,kadına,erkeğe, cinsi tanımlayan beklentilerimize açız. Seks’e açız. Cinsin ayıp kılınmasıyla, ayıp ile cins olmanın arada ki uçurumunun anlaşılamamasına açız. Bu nedenledir  sapkın düşüncelerin ortada volta atması. Kadına ve erkeğe bakışın bu kadar ayarsız olması ve yaşanması. Aç olduğumuz için normal hayata adapte olamamak ve karşı cinsi argoda ki “CİNS” olarak görmek ve tabir etmekte bir çeşit ayıp ama bunu anlamaya da açız.   Açız cins olamaya ve tüm ayrışımsız yaşama, açız cinselliğe ve sapıksız, sapkınsız yaşamaya.

Açız ekmeğe,suya,toprağa ve bunları kendi nefsi ve çıkarları için satmayacak olan devlete. Sahip olmaya alışmışız oysa sahiplenmek hayvan beslemek anlamına gelmeden sadakatle ölçülü olmasına açız. Güçlü insana tavır almak, egoların tavan yapmasına, güçsüz gördüğümüzü ezmeye , çiğnemeye alışmışız. Oysa ki sahiplenmek dediğimizin sadakat, korumacılık gibi kavramlardan ibaret olduğunu ve bunu abarttığımızda köleleştirmek , “sahip” yada “sahibe” demek olduğunu anlatabilmeye açız.

Yaşam ihtiyaçları için yemek ve giyinmekle yetinmeye çalışan bizler manevi açlık için umutsuz vakalarız.

Reklam Kodu r028.Reklam Kodu r029Reklam Kodu r030.Reklam Kodu r031

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.