=İŞ DÜNYASI=
O abartılı cümlelerin içinde yaşattığınız anlamlardan değil bahsedeceklerim. Güvensizlik içinde yaşamaya çalışanlar hani.
Bir iş yerinde patronunuzun sizi taciz etmesinden, küçük görmesinden, hayatta kadına bakışının sadece cinsi olarak oluşundan ve her kadını da öyle görmesinden bahsediyorum. Çalışmaya ihtiyacınız olduğunu sezdirdi iseniz vay halinize işte o zaman. Çalışma saatleri yaşam standardınızı düşürmediğini sananlar. Evde ki işleri hesaba katmadan düşünenler. Mesai uyuyana kadar bitmiyor emin olun.
Ya erkekler onlarında mağdurları var elbette ama toplum sizden yana kurallar aykırılıklar bile sizden yana o nedenle kadınlarla ilgili abartılı kelimeleri olabiliyor elbette. Anlam bozukluğu ve anlama bozukluğu olanlar için söylüyorum.
Erkeğin eşine işten geldikten sonra yardım etmesi mahalle baskısından kurtulduğunda ve yardım ettiği kişi bir ömür olacağı eşi kahvede ki Hasan dayıyla aynı evde yaşa o zaman demek geliyor içimden
Bunu anlamaları için biraz zaman lazım diyeceğim ama o biraz bi hayli zamana da dönüşebilir. Bir çok dünya ülkesi ilerleme kaydederken biz liste altlarına düşmüş durumdayız.
Erkeği bir para kaynağı kadını evin hizmetçisi ve kuluçka makinası olarak gören kişiler olduğu sürece bizim sırtımız yerden kalkmayacak elbette.
=ANNE=
Anne olmanın verdiği en güzel duygu çocuğuna sarılmak ve onun sana seslenişidir. Senden sürekli bir şeyler öğrenmek isteyen bir insan yavrusu ve ona ne öğretirseniz ilerde karşılaşacağınız ve acısına tatlısına ortak olacağınız tek vücuttaki ikinci yüreğiniz. Çalışan anne iseniz iş saatlerinizin dışında ki en büyük mesainiz evlattır.
Keşke bu güzelliklerin kıymetini bütün hem cinslerim bilseydi.
=EŞ OLMAK=
Dış dünyanın getirdiği zorluklardan sıyrılıp evinize geldiğinizde sizi ne beklediğini bilerek eve huzur bulmak günün stresinden uzaklaşmak istersin. Seni bekleyen her şeye rağmen. Yemek yapmak ,evi toplamak, çocukların ödevlerine yardım etmek vb.nin dışında eş olmak. Bir de gerçek anlamda eş olunabilmiş ve eşinizi bulabilmişseniz dünyanın en güzel iş gücüdür yaptıklarınız.
Birde çekilmez hayatlar vardır. İşyerinde sıkıntılar yetmezmiş gibi her şey üst üste gelirmişçesine evde ki huzuru bulamaz insan işte o zaman ne yapmak lazım diye tasaya düşer. Çoğumuz öyle değil miyiz.
Evinde huzuru bulamadığında işte yaşadığın en küçük şeyler batmaya başlar mesela…
Oysa ki evde huzurlu olduğunda bütün engelle vız gelir insana o halde neden hayatı zorlaştırırız birbirimize, iki damla huzur dilenmek mi yoksa eve koşa koşa gelmek mi. Hayatın şartları insanca yaşama bu kadar uzak iken o küçük size ait dünyanızı mahvetmek neden ?
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.
