SON DAKİKA
Reklam Kodu r004Reklam Kodu r004
Reklam Kodu r004Reklam Kodu r004

Torbalı’da Ana Tanrıça kenti: Metropolis

Bu haber 10 Mart 2024 - 23:16 'de eklendi.

İzmir’in Torbalı ilçesinin tarihi çok eskilere dayanıyor. Torbalı’nın ilk yerleşim alanı ise Metropolis antik kentidir.

İZMİR’İN 45 km. doğusunda yer alan Torbalı’nın ilk yerleşim alanı, Torbalı Ovası’nın batısında Yeniköy ile Özbey köyleri arasında bir tepe üzerinde kurulan Metropolis antik kentidir.

METROPOLİS’TEN ilk defa Avrupalı gezginler J.Spon ve G.Wheler 17 yy.’da bahsediyor. Bu gezginler, 1675 yılında yöreye gelmiş ve bugün Torbalı ilçesinin Yeniköy ve Özbey köyleri arasında yer alan harabelerin, Metropolis antik kentine ait olduğunu belirtmişler.

  1. YY.’DA ise İzmirli araştırmacı A.Fontier, Metropolis’de yazıtlar ve topoğrafya konularında yaptığı araştırma sonunda, Metropolis çevresindeki Çevlik ve Fetrek çaylarının antik isimlerini “Astraios” ve “Phyrites” olarak saptamış ve kent kalıntılarını kısaca tarif etmiştir.

METROPOLİS tarihi ve yazıtları hakkında ilk ayrıntılı bilimsel çalışma ise Avusturyalı bilim adamı J.Keil tarafından I. Dünya Savaşı’ndan önce gerçekleştirilmiş. 1972-1975 yılları arasında Prof.Dr. Recep Meriç, Metropolis’de sonuçları daha sonra Almanya’da yayınlanan sistematik bir yüzey araştırması yapmış, 1989 yılına gelindiğinde ise Torbalı Belediyesi’nin öncülüğünde bilimsel kazılara başlanmıştır.

METROPOLİS MÖ 3. yy.’da Selluokos Krallığı zamanında Lyzimachos’un adamları tarafından kurulmuştur. Metropolis Ana Tanrıça kenti demektir. Şehre adını veren ana tanrıçaya ait ( yerel adıyla Metagallezya ) heykel Uyuzdere mevkisinde yapılan kazılarda bulunmuştur. Metropolis Helenistik dönemde ( M.Ö. 1-2.yy ) gelişmiş, şehir görkemli sur duvarlarıyla çevrilmiş, savaş tanrısı Ares adına bir tapınak yapılmış, stoa ve tiyatro gibi anıtsal kamu yapıları inşa edilmiştir. Helenistik dönemin sanat açısından önemli bir merkezi olduğu bilinen Metropolis son derece kaliteli ve özgün heykeltıraşlık eserleri yaratmıştır.

ROMA İmparatorluk döneminde kent yamaçlardan aşağıya doğru gelişmiştir. Günümüze ulaşan kalıntılardan Atrium, Roma Evi, Zeus ve On İki Tanrı tapınakları bu dönemdendir. Bizans döneminde kent piskoposluk merkezi olan kent savaşlar yüzünden küçülmeye başlamış, surlar daralmış ve şehir kale, stoa, akropolle sınırlanmıştır.

METROPOLİS’İN önemi İzmir ve Efes arasındaki ana yol üzerindeki stratejik bir tepe ve eteklerinde kurulmuş olmasında yatmaktadır. Her türlü ticari malın rahatça ulaştırılabildiği bu küçük fakat önemli kent, çevresindeki verimli ovalardan sağlanan gelirlerle gelişmiş, özellikle şarap üreticiliğiyle ünlenmiştir. Metropolis’in bir başka önemi ise Priene dışında nadiren görülen Helenistik Dönem anıtlarına sahip olmasıdır. Metropolis kent tepesi hala Yeniköy ve Özbey köyleri arasında üzeri zeytin ve çam ağaçlarıyla örtülü Kocadiz Dağı’nın eteklerinde bulunmaktadır.

ANTİK KENTTE BULUNAN YAPILAR

HELENİSTİK Dönem’de inşa edilmiş tiyatronun Roma Dönemi’nde ze- mini mermer döşeme ile kaplanmış ve sahne binası genişletilmiştir. 2000-2001 yıllarında restore edilmiş tiyatro yaklaşık 4.000 seyirci kapasitesine sahiptir.

ANTİK tiyatronun güney yamacında tiyatro ve şehir merkezi bağ- lantısını araştırmak için yapılan kazılarda ortaya çıkmıştır. Peristil avlulu ev şimdiye kadar pek bilinmeyen sivil yaşama ait detayları aydınlatmaya başlamıştır. Yapının ortasındaki geniş avlu mermer levhalar ile kaplanmış ve her kenarında dört sütun sırası ile çev- relenmiştir. Avluyu çevreleyen çok sayıda mekân ise renkli duvar sıvaları ve zengin buluntuları ile yapının Roma Dönemi’nde yaşamış varlıklı bir Metropolis sakinine ait olduğunu gösterir.

GÜVENLİĞİN sağlandığı stratejik bir konuma sahip Akropol tüm Torbalı ovasına hâkim 16.000 m2’lik bir alanı kapsar; buradan çevreyi çok iyi gözlemlemek mümkündür. Yapılan kazılar ve sondajlar sonucunda, M.Ö. 3000 yıllarından itibaren Akropol tepesinin yerleşim gördüğü saptanmış, Helenistik dönemde ise çevresi güçlü surlarla çevrelenmiştir. Bouleuterion (Meclis Binası) Bouleuterion, demokrasi ile yönetilen kentlerde, özgür yurttaşlarca seçilmiş meclis üyelerinin toplantı yaptıkları kamu binasıdır. Bu binada meclis üyeleri kentle ilgili her konuyu konuşur karara bağlarlardı. M.Ö. 2. yüzyılın ortalarında yapılan kare formlu Metropolis Bouleuterion’u, 350 kişi kapasitelidir.

YAĞMUR ve güneşten korunmak amacıyla yapılan stoalar, dini törenlerde, siyasi ve felsefi toplantılarda, ticari ve kültürel etkinliklerde kullanılmaktaydı. Dor düzenindeki iki sütun sırasıyla taşınan stoa M.Ö. 2. yüzyılda inşa edilmiştir. Öndeki sütunların üzerinde binanın yapımına paraca destek olan varlıklı kimselerin adları yazılıdır. Bunun sponsorluk kurumunun ilk örnekleri olduğu belli olmaktadır.

GYMNASİONLAR antik çağda gençlere bedensel ve düşünsel eğitimin verildiği kamu yapılarıdır. Metropolis Gymnasion’undan Augustus dönemi- ne ait yazıtlarda söz edilmektedir. MÖ 2. yüzyıla tarihlenen bir yazıta göre gymnasion yöneticisi olarak Alexandra Mirton isimli bir kadının adı geçmektedir.

ROMA İmparatorluk Dönemi’ne ait, iç cephesi tamamen mermer kaplama, merkez salonunun kenarlarında özel tasarlanmış basamaklı havuz- ların bulunduğu görkemli bir hamam yapısıdır.

Reklam Kodu r028.Reklam Kodu r029Reklam Kodu r030.Reklam Kodu r031

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.