Ne kolay boşar olduk birbirimizi son yıllarda. Ne kolay artık evlenivermek, boşanıvermek. Birçok kişiden (ki bunlar görücü usulü ile değil, severek anlaşarak evlenmiş çiftler) duymuşuzdur.
“Ne yapalım, yürümedi ayrıldık. Ama kavgalı değiliz biz, anlaşarak boşandık, görüşüyoruz hala.”
Ne korkunç bir düşünce bu böyle. Ne demek anlaşarak ayrılmak ve hala görüşüyor olmak…
Yani artık anlaşarak evleniyor mümin hanım ve beyler ve anlaşarak ayrılıyorlar. Ne güzel bir çözüm. Her şey ne kolay.
İster istemez şöyle bir soru geliyor insanın aklına.”Acaba eskiden niye bu kadar sık boşanmıyordu çiftler, nasıl sabrediyorlardı birbirlerine?” Ve eskiden, küçük evlerde, kalabalık aileler yaşıyordu, şimdilerde evlerimiz genişledi fakat aileler küçüldü. Eskiden çocuklar evin neşe kaynağı olarak görülür, “Kadınların hayırlısı, dünyaya çok çocuk getirendir.” ve “Doğan rızkıyla gelir.” hadisleri dikkate alınarak, analar çok çocuk doğururdu. Şimdilerde bu da değişti. Artık çocuklar evin sorun kaynağı olarak görülüyor ve rızık endişesiyle daha az çocuk doğuruyor anneler. Ve yine de mutsuz çiftler, mutsuz yuvalar ve anlaşarak(!)ayrılıyor ebeveynler…
Sanırım çabuk eskitiyoruz birbirimizi ve ilişkilerimizi. Her gün sokakta yüzlerce insana gülümsüyoruz da, akşam olup evimize geldiğimizde, eşimize bir tebessümü çok görüyoruz. Tanıdık tanımadık herkese katlanıyoruz da, en değerli varlığımız, çocuklarımıza dayanamıyoruz. Ama kolayı var. Olmadı, boşanıyoruz.
Yeryüzünde bir boşanma gerçekleştiğinde arştaki tüm melekler titrermiş ve Âlemlerin Efendisi boşanma için, yüzünü ekşiterek “ne sevimsiz bir hadise” buyurmuşlardır.
Buna rağmen vara yoğa boşar olduk birbirimizi. Ama üzülmeyelim. Hiç boşuna sızlamasın melekler. Anlaşarak(!) boşanıyoruz artık biz.
Günümüzdeki rekor sayıdaki boşanmaların temellinde yatan etkenleri uzun bir liste halinde sayıp sıralayabiliriz ama ben sadece bir konuya dikkat çekmek istiyorum!
Anne baba ve büyüklerimizin onca yıldır tecrübelerine dayanarak bizler için yani görücü usulüyle seçtikleri eş adaylarını, burun bükerek siz ne anlarsınız deyip elimizin tersiyle itip AŞK evliliği ZIRVASINA kendimizi kaptırdığımızdan bu güne, basımıza gelmedik kalmadı.
Yani nikâh masasından boşanma duruşmalarına giden yolun AŞK evliliklerinden geçtiğini artık anlamanın zamanı geldi de geçiyor bile.
Görücü usulü diye küçümseyip AŞK evliliği zırvasına inanıp göklere çıkardığımız günden bu tarafa boşanma rekorları kırılmaya devam ediyor.
Beğenmediğimiz ve küçümsediğimiz GÖRÜCÜ USULÜ ile evlenen Anne babalarımız yâda dedelerimiz, ninelerimiz hala evliliklerinin kırkıncı, ellinci veya Altmışıncı yıl dönümlerini, altı ay bile sürmeyen AŞK evliliklerine, meydan okurcasına kutlamaya devam ediyorlar.
Çünkü Asil olan körler yâda kör olan Âşıkların seçtikleri eş adaylarının kusurlarını, günahlarını, uygunsuzluklarını, edepsizlik ve ahlaksızlıklarını gözlerine soksanız bile yine de göremedikleri için, yapılan evliliklerde cicim ayından hemen sonra bezende cicim ayının bitmesini bile beklemeden boşanmak için soluğu mahkemede aldıklarını ne yazık ki görüyoruz…
Ask evlilikleri: Truva atı gibi içi bomboş bir evliliktir. Tabiî ki istisnalar kaideyi bozmaz.
Artık nedenini siz duşunun…
