Ebeveynleşen çocuklar, çevrelerindeki yaşıtlarına kıyasla daha olgun davranışlar sergileyen ve yetişkinlere daha benzer özellikler taşıyan bireyler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çocuklar, sorunlara yaklaşımlarındaki olgunluk, çözüm odaklı düşünme biçimleri ve ağırbaşlı tutumlarıyla yaşıtlarından ayrılırlar. Genellikle aile içinde önemli sorumluluklar üstlenmiş olan bu çocuklar, ev işleriyle ilgilenme, kardeşlerine bakma gibi görevlerle küçük yaşta yetişkin rollerine bürünmüş olabilirler. Bu durum, çocukların çocukluk dönemlerini yaşayamadan, erken yaşta yetişkin sorumluluklarını üstlenmelerine neden olur.
Ebeveynleşen çocuklar, genellikle aile içinde duygusal veya fiziksel desteğin yetersiz olduğu durumlarda bu rolleri üstlenirler. Anne ve babanın yeterince ilgilenemediği, evde huzursuzluğun veya çatışmaların sıkça yaşandığı ortamlarda, çocuklar kendilerini ailenin duygusal dengesini koruma görevinde bulabilirler. Kardeşlerine karşı bir koruyucu rol üstlenerek, onların duygusal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışabilirler. Bu durumda çocuk, yaşının gerektirdiğinden fazla bir sorumluluk üstlenmiş olur ve bu ağır yük altında ezilebilir. Zamanla, bu çocuklar yetişkinlik dönemlerinde çeşitli psikolojik sorunlarla karşılaşabilirler.
Ebeveynleşme olgusunu artıran çeşitli faktörler bulunmaktadır. Bunlar arasında ailede kronik fiziksel rahatsızlık veya engeli bulunan ebeveynlerin varlığı öne çıkar. Bu gibi durumlarda çocuklar, ev içinde fiziksel yardım sağlayarak ebeveynleşirler. Ayrıca, ebeveynlerde kronik ruhsal rahatsızlıkların bulunması da çocukları duygusal anlamda ebeveynleşmeye iter. Çocuklar, aile içindeki huzursuzluklar, boşanmalar ve ebeveynler arasındaki çatışmalar nedeniyle de bu rolü üstlenmek zorunda kalabilirler. Araştırmalar, bu tür aile yapılarında çocukların ebeveynleşme davranışını daha sık sergilediğini göstermektedir.
Ebeveynleşen çocuklar, gelişim dönemlerine uygun bir çocukluk yaşayamadıklarından, ilerleyen yaşlarda çeşitli olumsuzluklar ve psikolojik sorunlarla karşılaşabilirler. Bu nedenle, ebeveynler, çocuklarının gereğinden fazla sorumluluk almasını engelleyecek önlemler almalı ve çocuklarının çocukluklarını yaşamasına izin vermelidirler. Çocukların duygusal ve fiziksel destek gereksinimlerini karşılayarak, onların erken yaşta yetişkin rollerine bürünmelerinin önüne geçilmelidir. Anne ve babalar, çocukların yaşlarına uygun sorumluluklar almasını sağlayarak, onların sağlıklı bir şekilde büyümelerine katkıda bulunmalıdırlar.