Torbalı Basın Birliği yazarlarından Muhittin Cengiz “Politikacıdan ne beklenir?” başlıklı bir yazı kaleme aldı…
Vatandaş partisinden ve politikacıdan ne bekler? Aslında vatandaşın politikacıdan ve sorumlulardan öyle ahım şahım bir şeyler beklediği de yoktur. Bunun böyle olduğunu yıllardır beklenenlerden de anlıyoruz. Nedir bu beklentiler? Birkaç tanesini kendi görüşümüzle birlikte sıralayalım isterseniz.
Demokrasinin uygulandığı ve öz eleştirinin yapıldığı bir parti… Şu veya bu sebeplerden dolayı parti dışında kalan değerleri de kazanan bir parti. Kendi içinde kısır döngü halinde olmayan, değerlerine sonuna kadar sahip çıkan bir parti…
Politikanın birkaç kişinin elinde kalmaması, belli bir kadroyla yapılması. Aktif ve etkin bir siyaset. Korkmayan, kişilerle ilgili, ciddi ve vefalı politikacılar.
Deneme yanılma sonucu olmayan bir siyaset, sokağın siyasetçisi olan bir politikacı. Baskı kurmayan, partisinin söylemini kullanan, kime hitap ediyorsa onun anlayacağı dilden konuşan politikacı.
Politikacı partisi içinde partisini göremeyebilir, bu nedenle parti dışındakilerin görüşlerini de iyi değerlendirebilen siyasetçiler…
Yerele sahip çıkan, politikasından sapma göstermeyen, kişi ve kişilerle ilgili sıkıntıları ön plana almayan politikacı. Öncelikle birey olan, payeyi bir üst kadrodan değil, tutum ve davranışlarından alan politikacı.
Siyaset bir inançtır, programlı ve disiplinli bir çalışmayı gerektirir. Siyasetçi topluma açık olmalı, onların sorunları ile ilgili olmalıdır. Toplumla ilişkisi sürekli olmalı, doğru değerleri oluşturmaya çalışmalıdır.
Partililer arasında kişisel kızgınlık ve kırgınlıklar olmamalı, kazanmak ve başarılı olmak için hep birlikte uyumlu bir biçimde çalışılmalıdır. Dinamik bir çalışma yürütülmelidir.
Örgütün başı her aşamadaki siyasette önemlidir. Politikacıları örgütün başı bir araya getirir. Örgüt tabanla sürekli temas halinde olmalı, küskünler tekrar toparlanmalıdır.
Seçimlerde bir hedefi yakalamak için diğer partililerin oyuna ihtiyaç olabilir ancak bu, onların örgütü yönlendirmelerine neden olmamalıdır.
Seçilmek çok güzeldir politikacıya haz verir ancak; seçildikten sonra gereğini yapmak da oldukça zahmet, külfet ve inanç isteyen bir iştir.
Siyaset cesaret gerektirir, gereğini yapmak gerekir. Seçilen kişi partisini ve seçmenlerini temsil edebilmelidir.
Örgüt içi görev dağılımı siyasal nedenlere bağlı olacak şekilde yapılmalıdır. Örgüt çevresinde gelişen olaylara duyarsız kalmamalıdır. Toplumu ilgilendiren her olayla yakinen ilgilenmeli, çözümünü toplum yararına sağlamalıdır.
Partide insanların kendini ifade edebilmeleri sağlanmalıdır. Ortak yönetimde elbette ki her bireyin kendine has bir bakış tarzı ve çözüm önerisi olacaktır ancak; ortak aklın aldığı kararlara herkes uymalı ve gereğini yerine getirmelidir.
Örgüt ve idareciler halka inmelidir. Halka inanmalı ve güvenmelidir. Tek adamlık demokrasinin özüne aykırıdır, buna örgüt olarak karşı çıkılmalıdır.
Parti çalışmaları parti program ve tüzüğüne uygun bir şekilde disiplinli, sürekli ve büyüyerek devam etmelidir. Örgüt her tür zorluğun altından kalkacak şekilde hazırlıklı olmalı, nasıl başarılı olacağını iyi bilmeli, disiplinli ve sorgulayıcı çalışmaları sonucu gelen başarı partinin olmalıdır.
Disiplinli ve güçlü organizasyonlarla sel kaldırılırsa o selin önünde kimse duramaz.
