Torbalı Basın Birliği yazarlarından Muhittin Cengiz “Öfke” başlıklı bir yazı kaleme aldı…
Öfke? Engellenme, incinme ya da gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisidir.
Tepkinin faydalısı olduğu gibi insana zarar vereni de olur. Bu durum öfkenizi nereye nasıl yönlendirdiğinize bağlıdır.
Öfkenizin kaynağı oluşan olaylar değildir. Öfkenizi; olaylarla ilgili o andaki düşünceleriniz yaratır. Olumsuz bir olay olduğunda bile duygusal tepkinizi belirleyen durum olaya yüklediğiniz anlamdır.
Öfkenizden siz sorumlusunuz.
Çoğu zaman öfkeniz size yardımcı olmayacaktır. Sizi hareketsizleştirecek ve hiçbir üretken amaç olmaksızın düşmanlığınızda donup kalacaksınız.
Öfkenizle baş edemediğinizi hissettiğinizde kızgınlığınız ve çaresizliğiniz sizi yiyip bitirecektir. Eğer tarafınıza yapılan tahrik tümüyle sizin kontrolünüz dışındaysa, hiçbir çözüm mümkün değilse sadece kendinizi kızgınlığınızla kötü yaparsınız.
Öyleyse neden öfkenizden kurtulmuyorsunuz?
Öfke yaratan düşünceler çoğunlukla yanlış anlaşılmalardan ileri gelir. Bu yanlış anlaşılmaları düzeltmek öfkenizi azaltır.
Öfkeniz birinin haksız davrandığı, ya da bir olayın adil olmadığı inancınız yüzünden oluştuysa. İşin içinde fazlaca kötü niyet ve davranışta kasıt algılıyorsanız öfkenizin de şiddeti artacaktır.
Eğer dünyayı diğer insanların gözünden görmeyi öğrenirseniz, onların bakış açısıyla kendi davranışlarının haksız olmadığını fark ettiğinizde genellikle şaşırırsınız.
Sizin doğruluk, adalet ve haklılık anlayışınız herkes tarafından kabul edilmek zorunda değildir. Gerçekçi olmayan bu fikirlerinizden vazgeçme eğiliminiz kızgınlık ve hayal kırıklığınızı çoğunlukla ortadan kardıracaktır.
Diğer insanlar genellikle tarafınızdan verilen cezayı hak etmediklerini düşünürler. Bu yüzden, intikam duygularınız hedefine kolay kolay ulaşamayacaktır. İntikama dönüşen öfkeniz çoğunlukla daha ileriki seviyede kötüleşecek ve kutuplaşmaya neden olacaktır.
Geçici olarak istediğinizi elde edebilir, böyle bir düşmanca tutumdan kısa dönemde kazançlı da çıkabilirsiniz. Ancak zorladığınız, karşınıza aldığınız insanlardan uzun dönemlerde bir misilleme gelecek ve intikamla karşılaşacaksınız demektir.
Öfkenizin büyük bir kısmı insanlar sizi eleştirdiğinde, size katılmadığında ya da istediğiniz gibi davranmadığını gördüğünüzde özgüven kaybına karşı savunmanız şeklinde oluşur. Böyle bir öfke her zaman sahibine zarar verir. Değersizlik duygunuz içinde diğer kişileri suçladığınızda, her zaman kendi kendinizi kandırırsınız.
Hayal kırıklığı, karşılanmamış beklentileriniz nedeniyle ortaya çıkar. Sizi hayal kırıklığına uğratan olay bir gerçekliğin parçasıdır. Gerçekliği beklentilerinizle aynı çizgiye getirmek için değiştirmeye çalışabilirsiniz tabii ki, fakat bu her zaman yeterli olmayacaktır. Özellikle de bu beklentiler diğer kişilerin anlayışlarına karşılık gelmeyen beklentileri ifade ediyorsa. En basit çözüm beklentilerinizi değiştirmek olmalıdır. Örneğin hayal kırıklığına yol açan, gerçekçi olmayan beklentilerden bir kısmı şöyledir:
Eğer bir şeyi istiyorsam ( sevgi, mutluluk, terfi gibi) bunu hak ederim.
Bir şey için çok çalışırsam başarılı olmalıyım.
Her hangi bir sorunu kolay ve çabuk çözebilmeliyim.
Eğer iyi bir eşsem kocam beni sevmeli.
İnsanlar benim yaptığım gibi düşünmeli ve hareket etmeli.
Ben birilerine karşı iyiysem, onlar da aynı şekilde karşılık vermeli.
Kızgın olmaya hakkınız olduğunda ısrar etmek sadece çocukluktur. Tabii ki hakkınız var! Öfkeye Amerika Birleşik Devletlerinde yasal olarak izin veriliyor. Önemli konu, öfkeli olmak sizin yararınıza mı? Öfkenizden siz ya da dünya gerçekten faydalanacak mı?
İnsan olmak için çok nadiren öfkeye gereksiniminiz var. O olmazsa duygusuz bir robot olacağınız doğru değil. Aslında, bu tatsız sinirlilikten kendinizi kurtardığınızda daha fazla lezzet, zevk, huzur ve üretkenlik hissedeceksiniz. Özgürlüğü ve aydınlığı tadacaksınız. Yaşam sizin için gerçekten yaşanır hale gelecektir…
Kontrollü bir öfke dileğiyle…
