Torbalı Basın Birliği yazarlarından Muhittin Cengiz “BAK Kardeşim, BİL Kardeşim” başlıklı bir yazı kaleme aldı…
Sen toplumun neresindesin,
Ne istiyorsun
Kiminle birliktesin
Bak kardeşim, sen seni istemez isen bir başkası seni neden istesin,
Bak kardeşim, elini ver bana, sev kardeşim,
Bir başkasının yağdanlığı veya yardakçısı olma, kendin ol
Oturarak, çekiştirerek herhangi bir şey yapmadan kimse sana bir şey vermez bil kardeşim,
Her başlangıç geç kalmamış bir başlangıçtır. Geçmişte şöyle olsaydı yok böyle olsaydılar la zaman geçirmenin bir anlamı olmadığı gibi sana da bir faydası olmayacaktır. Geçmişten ders çıkararak hep ileriye bakmalısın
Odunun kurdu içindedir bil kardeşim,
Sana senden gayrısının bir faydası yoktur bil kardeşim,
Durumun bu hale sokulmasında öncelikle senin suçun var bil kardeşim,
Yetkin insan unsuru vardı da biz mi el ele tutuşmadık bil kardeşim
Ben beni temsil edebilecek nitelikte olan insanlar tarafından yönetilmek istiyorum, bil kardeşim
Politika ve siyaset hayatın her alanında var ve sen istesen de istemesen de bu böyle bil kardeşim,
Sen seni yönetmez isen bir başkaları seni yönetir bil kardeşim,
Yaklaşan seçim sürecine sen müdahale etmezsen bir başkaları senin yerine müdahale eder ve sonra son pişmanlık fayda etmez bil kardeşim,
Seçme ve seçilme işleri öyle senin bildiğin gibi artık maalesef yürümüyor bil kardeşim,
Sen seçilenden faydalanmak istersen bil ki seçildikten sonra o da senden en az yüz misli daha fazla faydalanır bil kardeşim,
Sen kurnaz isen, senin seçtiğin senden daha fazla kurnaz olduğunu bil kardeşim. Zannetme ki sen her şeyi biliyorsun. Bil ki o herşeyi bilenlerin içinden seçilen her şeyi bilenlerden daha fazla bilen ki herşeyi bilenler tarafından seçiliyor.
Hani sen geleceğin için yatırım yapıyordun. Peki o zaman geleceğin beş yıl için neden uygun yatırımı yapmıyorsun.
Seçimin bir oyuncak olduğunu mu zannediyor, hafife alıyorsun
Parti ilçe binasına gelip çay içmekle partili olunacağını mı sana öğrettiler, partili olmak böyle olduğunu mu zannediyorsun sevgili kardeşim.
Unutma ki en yüksek dağların üstünden yollar geçer.
Senin o dar çerçevenin ve de çevrenin dışında da koskocaman bir dünya olduğunu hiç düşündün mü sevgili kardeşim.
Senin sana yetemeyeceğini bilemedin mi güzel kardeşim,
Bak kardeşim; önemli olan senin yüzünün öpülmesi, sırtının sıvazlanması ve dahi yüzüne gülünmesi değildir. Bunlar normalde insanlar arasındaki ilişkilerde olması gereken normal insani ilişkilerdir. Önemli olan bu zorunlu ilişkiler ötesinde kendini sana sorumlu kılan kişinin sana ne yaptığı, hayatını nasıl değiştirdiğidir bil kardeşim.
Senin bu gülücüklere pohpohlanmalara ihtiyacın mı var kardeşim.
Dün kötü dediğin görev vermediğin kişiye bugün görev verirken nedenleri olmalıdır bak kardeşim, yoksa el oğlu altında bir çapanoğlu arar bil kardeşim…
Siyaset bir bilimdir, balık tutma yarışması değildir ki oltanı atıp rastgele diyebilesin bil kardeşim.
