Torbalı’nın en doğusunda bulunan Bülbüldere Köyü terk edilmiş bir yer görünümü sergiliyor.
200’DEN az kişinin meskun bulunduğu Bülbüldere küçük tepeler tarafından çevrilen bir vadide kurulmuş. 150 yıl kadar önce civarda yaşayan yörüklerin bu vadiyi mesken tutmasıyla kurulmaya başlayan Bülbüllere, zamanla kalabalıklaşmış.
KÜÇÜK Menderes Irmağı’nın kenarında kurulan köy bereketli topraklar tarafından çevrelenmiş durumda. Dikkat çekici bir diğer husus da köyün etrafında pek çok büyükbaş hayvan çiftliğinin bulunması. Bir zamanların pamuk cenneti olan köye pamuğun değer kaybetmesiyle bu ürünün yerini mısır ve domates almış. Ancak dışarıya göç vererek epey kan kaybeden Bülbüldere eski ihtişamlı günlerinden oldukça uzak.
ZAMANIMIZDA sadece 190 kişinin yaşadığı Bülbüldere’de de tıpkı yakın komşusu Göllüce’de olduğu gibi Osmanlı Sultanı 2.Abdülhamit Han’ın izlerini görmek mümkün. Padişahın “ÇiftlikatıHümayun” arazisi olan Bülbüldere o dönemden esintiler taşıyor. Köyde Sultan Abdülhamit tarafından 1895 yılında yaptırılan bir cami ve bir okul bulunuyor. Oldukça şirin bir mimariye sahip olan cami ibadete açıkken, okul binası Torbalı Belediyesi tarafından restore edildi.
BÜLBÜLDERE’DE bir zamanlar binlerce küçükbaş hayvanın otlatıldığı meralarda şu günlerde sadece birkaç sürü bulunuyor. Bülbüldere köylüsünün temel geçim kaynaklarından olan hayvancılık tükenme noktasında. Köylüler hayvancılık sektörüne giriş yapan büyük şirketlerle rekabet edememekten şikayetçi. Bülbüldere’nin civarında konuşlanmış bulunan devasa çiftlik alanları dikkatlerden kaçmıyor.