Henüz 1993 doğumluydu, sadece 23 yaşında yani. Hayattan alacağı vardı, hayalleri, umutları vardı. Ailesi, arkadaşları, akrabaları, dostları, sevdikleri vardı. Hayatının baharında, gencecik yaşında kahramanca girdiği silahlı çatışmada, hain teröristler tarafından şehit edildi…
13 Kasım 2015’te uzman çavuşluk sınavını geçtiği haberini aldı. Sosyal medya hesabından “Yuttuğun hayaller boğazında kalsın İzmir” diyerek 20 Kasım’da gitti Foça’ya.
13 Aralık’ta Komando olarak göreve başladı. “Hiç kimsenin gitmek istemediği yerdeyim” diyerek gülümsedi. Hayallerine kavuştuğu için mutlu, vatan uğruna savaştığı için de gururluydu…
26 Aralık’ta Jandarma Özel Harekat’a seçildi. “22 seneyi yırttım bir köşeye attım, kin yuttum, şimdi kan kusturacağız” dedi.
24 Oca’ta “Filiz filiz harlandım, bir geceden diğer geceye, senin için Ayyıldızlı bayrağım” dedi.
Mustafa komando eğitimini tamamladı, 6 Şubat 2016’da Diyarbakır’a tayini çıktı. “Komando olmak onurumdur” dedi. “Rütbe fark etmez, er de olsak mavi beremiz yeter” dedi.
14 Şubat sevgililer gününde, “Soruyorlar neden askersin, bütün çocuklar akşam babalarına kavuşsun, anneleri ağlamasın diye diyorum. Vazgeçtiklerim üzülmesin” dedi…
10 Mart’ta üniformasıyla paylaştığı fotoğrafta “Tarif edilemez…” dedi. Gerçekten de kelimeler anlatmaya aciz kalıyor…
15 Mart’ta, “sanırım zamanı geldi” dedi.
17 Mart’ta, “Irak’a geçiş için koridor açın geçip gidelim diyen teröriste bir yarbayımız şöyle demiştir; kimse bir yere gitmiyor, o açtığınız hendeklere sizi gömene kadar buradayız” dedi.
22 Mart’ta, “Kendinden vazgeçmek de başka bir lütuftur Yaratan’a, vatan sağ olsun” dedi.
12 Nisan’da, “Ölüm peşinde geçse de hayatımız, vatan sağ olsun deriz” dedi.
3 Mayıs’ta göndere çekilmiş Türk bayrağının fotoğrafını paylaştı, altında da şu notla; “Gece 03:30’da zifiri karanlıkta yorgun argın, uğruna ter döktüğümüz, can alıp can verdiğimiz, göklerin sultanı sizi böyle karşılıyorsa inanın yorgunluk falan kalmıyor. Ne uğruna savaştığınızı anlıyorsunuz…”
14 Mayıs’ta hissetmişti belki de şehit düşeceğini. “Bir bakmışsın ölüm haberim gelmiş, sahi ne güzel değil mi?” dedi.
30 Mayıs’ta, “Beklediğimi biliyor, öldüğümü görmüyor. Bu yolun sonu hangi selaya çıkar bilmem de yoluna başımı koydum artık” dedi.
18 Haziran’da artık “şehadet” onu çağırmaya başladı. “Işık hiç çığlık atar mı, ben duyuyorum, kulağımı sağır edecek yeryüzünde gördüklerim. Ölesim geliyor reis, ölesim” dedi.
3 Temmuz’da, “Bu hikayenin sonunu biliyorum dedi, ben ölsem olur mu” dedi.
31 Temmuz’da ambulans fotoğrafı paylaşıp, “Ya sirenler bir gün benim için çalarsa” dedi.
10 Ağustos’ta, “Söylesene hayat seni nasıl yaşayayım, yorgunum bir de sen yorma beni” dedi.
11 Ağustosta, “Kaderin eskimiş yüzüdür bu, doğrular için savaştırır ama ölümünü bir yanlışa bırakır” dedi.
17 Ağustos’ta sanki şehit olacağını anlamış gibi, “Bugün hayatımın geri kalanının ilk günü” dedi.
Önceki gün yani 24 Ağustos 2016 günü şehit haberi geldi. Başta ailesi, sevdikleri, akrabaları olmak üzere tüm Torbalı’yı yasa boğdu.
Mustafa kardeşimizin sosyal medya hesabından paylaştıklarını bende sizlerle paylaşmak istedim. Şehidimiz bu kadar güzel şeyler söylemişken burada kendimden bir şeyler yazmayı uygun görmedim.
Biz susalım Mustafa konuşsun istedim!
Bize hakkını helal et şehidim! Nurlar içinde yat, mekanın cennet olsun. Hazreti peygambere komşu olasın.













