Zina nedeniyle boşanmada aldatılan eşin kişilik hakkının ihlal edildiği ve dolayısıyla diğer eşe karşı manevi tazminat talebinde bulunabileceği açıktır. Ancak halk arasında metres tazminatı olarak da ifade edilen zina eylemine katılan üçüncü kişiye karşı da manevi tazminat talebinin ileri sürülüp sürülemeyeceği hususu uzunca bir süre yargı kararlarında ve doktrinde tartışılmıştır.
Yargıtay kararlarına baktığımızda yakın zamana kadar bu konuda bir içtihat birliği olmadığı gözlemlenmektedir. Bu nedenle konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun önüne götürülmüştür. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu ise bir kararında, zina eylemine katılan üçüncü kişinin davacı eşin manevi zararlarından sorumlu tutulamayacağına hükmederek yargı kararlarındaki ayrık uygulamaya son vermiştir.
Dolayısıyla zina sebebiyle boşanmada üçüncü kişiye karşı manevi tazminat talebinin ileri sürülmesi imkânı ortadan kaldırılmıştır. Kanımca bu şekilde karar verilmesinin sebebi; evlilik iki kişiliktir ve tarafları bağlar. Üçüncü kişiye herhangi bir sorumluluk yüklenemez.
Çünkü aldatan eş kendi isteği ile üçüncü kişiyi hayatına almıştır. Her ne kadar toplum olarak duygusal yaklaştığımız için üçüncü Kişiyi sorumlu olarak görmekteyiz fakat bunun hukukta bir karşılığı yoktur.













