KIŞ aylarının gelip çatmasıyla birlikte soğuk havaya maruz kalarak hassaslaşan ciltler, kalorifer, soba, klima ile ısıtılan ortamlar daha da hassaslaşıyor. Tınaztepe Torbalı Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Mustafa Bilgiç, kış aylarında artan cilt hastalıkları hakkında açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Bilgiç, mevsim değişikliklerine göre belirli hastalıklarda artış olduğunu ve bu konunun ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Tıp Merkezi Üroloji Uzmanı Dr. Mustafa Bilgiç, “Dış Dünya ile sıkı temasta olan derimizin rahatsızlıkları, kışın gelmesiyle rüzgar, nem azalması, hava kirliliği ve kapalı ortamlarda uzun süre kalma zorunluluğu, asit yağmurları gibi etkenlerle artar ve bazı hastalıkları tetiklenir. Vücut ritmini ayarlayan Melatonin hormonu salgısı kışın artar. Bu da insanları strese ve depresyona eğilimli kılar. Dolayısıyla akne ve egzemaya yatkınlık artar” dedi.
ÇOCUKLARDA ‘EGZEMA’YA DİKKAT!
KIŞ mevsiminden en çok etkilenenlerin çocuklar, yaşlılar ve bilhassa derisi kuru olanlar olduğunu anlatan Dr. Bilgiç, “Çocuklarımız daha çok okulda ellerini yıkadıktan sonra yeterince durulama ve kurulamıyorlar. Pek çoğunun ellerinde egzema oluşuyor. Derimizin üzerinde pH:5,5 olan asit bir manto vardır. Kalevi olan temizleyiciler bu asit mantoyu nötralize ederek derinin savunmasını bozarlar. Temizleyicilkeri pH:5,5 olanlardan seçmemiz uygun olur. Kuruyan derilerimizi, derimizle geçimi iyi olan; yani terletmeyen, kusmayan, kaşındırmayan, alerji yapmayan kremlerle nemlendirmemiz uygun olur. Aşırı durumlarda deri hekimlerinden yardım alınmalıdır. Günde 1-1,5 litre su içmek gerekir. Derimizi rüzgardan ve soğuktan koruyacak şekilde giyinmeli ve eldiven takmalıyız. Saçlarımızı kuru ve kirli havadan şapka ya da bere ile korumalıyız. Yaşadığımız ortamların da nemlendirilmesi çok önem taşımaktadır” diye konuştu.
KIŞIN ARTAN DERİ HASTALIKLARI
KIŞIN artan deri hastalıklarından birinin de ‘seboreik dermatit’ olduğunu belirten Mustafa Bilgiç, “Güneş ışınları ile iyileşen seborede (Halk arasında yağlı egzema) artış görülür. Sternum (İman tahtası), yüzün T bölgesi, kaşlar, saçlı deri ve kürek kemikleri arasında, şişmanlarda derinin büklümlerinde; yani derinin yağlı bölgelerinde kırmızı zeminde pullanma, kabuklanma, sulanma ve saçlı deride kepeklenme ile kendini gösterir. Psikolojik durumun bozulması, stres, uykusuzluk ve bazı ilaçlar rahatsızlığı artırır. Hastalığın yineleme özelliği vardır. Klimalı, kaloriferli yerlerde hava kurur. Böyle ortamlarda çalışan/yaşayanların sık sık pencereyi açıp havalandırmalı. Fazla nemli ortamlar da rahatsızlığı artırmaktadır. Beslenme de çok önemlidir. B ve A vitaminini içeren sebze ve meyveler yararlıdır” dedi.
KIŞIN DERİDE KURUMA DAHA ÇOK ARTAR
BU mevsiminde deride kuruma da gerçekleştiğini ifade eden Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı, “Yaş ilerledikçe deri kuruluğu artar. Kuruluk da derinin yaşlanmasında önemli bir etkendir. Bir de buna kış aylarında ortamın kuru olması, daha az terleme ve daha az su içme eklenince kuruma daha da artar. Yazın sık denize ya da havuza giriyorsanız; bir de hemen kurulanmıyor, derinizdeki su üzerinizde kuruyorsa; derinizin kuruluğu daha da artacaktır. Çünkü su buhar olurken derinin suyunu da alıp gider. Banyoda uzun süre kalmak ve uzun süre keselenmek de kuruluğu artırır” şeklinde konuştu.
SOĞUK MEVSİMLE GELEN ÇOK SAYIDA HASTALIK BULUNUYOR
SICAKLIĞIN ve ultraviyole ışınlarının azalması, sivilcelerin artmasına neden olduğunu anlatan Dr. Mustafa Bilgiç, “Sedef hastalığında, ultraviyolenin azalması, sıkıntıların artması ile sedef hastalığında da bir artış görülür. Vitiligo hastalığında, sıkıntı, stresin artması vitiligoyu da tetikler. ‘Pernio’da ise uzunca bir süre soğuğa maruz kalma, vazokonstrüksiyon ve bununla ilişkili doku anoksisi sonucu, özellikle el, ayak, burun, kulak gibi uc bölgelerde doku hasarına yol açabilir.Bir donuk tablosu oluşur. Eritem ab iğne, bir ısı kaynağına uzun süre yakın durmaya bağlı olarak ortaya çıkan, inatçı seyri olan, retiküler (ağ desenli) kızarıklık verenk koyuluğudur. Hastaların çoğunda şömine, soba, fırın, elektrikli battaniye, sıcak su şişesi ve ısınma yastığı gibi ısı kaynakları ile yanık olmaksızın kronik temas öyküsü vardır. Kış aylarında bilhassa sıcak su ile oluşan yanık olguları artmaktadır. Yaşamın ağırlıklı olarak kapalı ortamlarda sürmesi; insanların yakın temasının artmasına neden olur. Bu da uyuz, bitlenme gibi hastalıkları çoğaltır. Kışın dar ve kalın ayakkabıların kullanımı ile nasırlarda da bir artma görülmektedir” dedi.













