Farklı meslek dallarından emlakçılık mesleğine geçişlerin olduğunu ifade eden İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, “Diş hekimi var, güvenliği bırakan var, mimarı var, mühendis var, doktorlar var, beyaz yakalılar var, gazeteciler var… Herkesin iş yoğunluğuna göre sıkıntısı var. Bir doktor günde 3 dakika ayırabiliyor bir hastaya. Gördükleri şiddet gibi durumlar ve kötü durumlardan kaynaklı sıkıntı yaşıyorlar. Daha temiz bir iş olarak bu işi seçiyorlar” dedi.
TÜRKİYE’DE artan konut ihtiyacı ve beraberindeki konut fiyatlarındaki yüksek artış konut edinmeyi her geçen gün zorlaştırırken İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu meslektaşlarının sorunlarından bayram sonrası konut fiyatlarına, emlakçılık mesleğine yönelimden İzmirlilerin yatırım tercihlerine kadar bir çok konuda değerlendirmelerde bulundu.
DOLANDIRICILIK ÇOK FAZLA
EİDS sistemine dikkat çekerek mesleki sorunlarına vurgu yapan Mesut Güleroğlu, “Bir kişinin emlakçı olabilmesi için seviye 5 belgesi alması lazım. İki aşamalı bir sınava giriyor. Sonrasında 120 saatlik bir belge alması gerekiyor ve sonrasında da emlak ofisi açmak istiyorsa lise mezunu ise 1 yıl, üniversite mezunu ise 6 ay staj yapma zorunluluğu getirildi Ticaret Bakanlığı tarafından . Ben bir emlakçıyım, sizin dairenizi satmak istiyorsam öncelikle sizinle bir sözleşme yapmak zorundayım. Aynı zamanda da eğer bu kiralık daire ise yine sözleşme yapıp Elektronik Doğrulama Sistemi’nden (EİDS) sizin E- Devletinizden girip beni ‘yetkilendirilen kurum’ olarak belirtmeniz gerekiyor. Bende yetkiyi aldıktan sonra sosyal medya üzerinde, emlak portalları üzerinden satış ilanlarınızı girebiliyorum. Buraya kadar her şey çok normal. Ancak EİDS doğrulamada bakanlığın bu konuda ‘kamu spotlarının’ olmaması vatandaşı sorguya ve ikileme düşürüyor doğal olarak. Bakanlığın bu konuda ciddi anlamda çalışma yapması gerekiyor ki vatandaşın E- Devlet üzerinden yetki vermesinin herhangi bir sakıncası olmasın. Aynı zamanda Ticaret Bakanlığı’ndan alınmış olan belgeler ile başvuruyorsunuz, bakanlık sizi araştırıyor. Sonrasında size bir yetki belgesi veriyor. Gayrimenkul ile ilgili olan arkadaşlar o belgeyi almadan emlak ofislerini açamıyorlar. Sistem böyleyken en büyük sorularımız ne? Doğal olarak ilan giriyoruz. Yetki belgesini aldım ilanı girdim… Aradan bir süre geçiyor. Satıcı ilanın fiyatını arttırmak istediğini söylüyor. ‘5 milyonluk daire 7 milyona çıktı’ diyor. Ben eğer satıcının elinden yazılı bir şey almadıysam, sadece sözlü olarak konuşmuşsam bu konuyla ilgili fiyat arttırdığımda ‘fiyatı arttıran kişi’ ben olmuşum gibi cezalar bize geliyor. Fiyatı spekülasyonu yapan kişi emlakçı olarak görülüyor. Bize cezalar kesiliyor. Emlakçı meslektaşımızın diğer taraftan başka sorunu ise EİDS doğrulamada… Satılık daireler henüz sisteme açılmadığı için dolandırıcılık olayları çok fazla oluyor. Son dönemlerde ilan giren, yani malınızı satacak kişisiniz diyelim. Kendi mülkünüz ilan giriyorsunuz. Bu ilanı 4 milyon olarak belirttiniz. Sizi birisi arıyor. ‘Ben bu daireyi gördüm beğendim, biz bu daireyi 5 milyona alacağız. Neyse rakamınız ona göre konuşalım ben size kapora göndereyim, kaporadan sonra da gerekli evrakları siz bana verin bizde gerekli işlemleri yapalım’ diyor. Daha sonra kişi inanıyor. 1 milyon TL fazla kazanacak sonuçta… Tüm evraklarını gönderiyor kişiye. Bu kişi de kendi mal sahibiymiş gibi yetki belgeli olan bir emlakçıya veriyor daireyi. ‘Dairemizi satacağız ancak bizim üstümüze değil, şu kişi tapuyu verecek’ diyor. Karşı taraftan da profesyonelce yapıldığı için anlaşılamıyor. Hal böyle olunca dolandırıcılık işine karışmış oluyor. Diyor ki ‘siz mal sahibine parayı göndereceksiniz, ben 5 milyonluk mülkümü 4 milyona satacağım’… Onlar da 1 milyon aşağısına verdiği için kabul ediyorlar. Satış işlemi de gerçekleşiyor ve emlakçıda aracı oluyor. Ancak parayı dolandırıcıya gönderiyor. Mal sahibine emlak beyanı üzerinden yatan para giderken, diğer tarafa da paranın geri kalan kısmı yatıyor. Bununla ilgili bir çok meslektaşım ülke genelinde sıkıntı yaşadı. Bizim şu an bir an önce EİDS doğrulamasını hem kiralık hem satılık mülkler için sisteme dahil etmemiz lazım. Kişi mülk sahibi değilse pazarlamanın önüne geçilmesi lazım. Hem vatandaş hem meslektaşımız dolandırılıyor” dedi.
BİR AN ÖNCE HAYATA GEÇMELİ
SON dönemlerde yeniden ardan ve kendilerine ‘bağımsız emlakçı’ diyen ofisleri bulunmayan kişiler hakkına da konuşan Güleroğlu, “Bu kişiler emlakçı değil ayakçı. Emlakçı denemez bunlara. Herhangi bir sarı sayfalarda yada ilan sayfasında kendi dairesini yada bir başkasının dairesi diye ilan girmiş satışa koymuş kişiler. EİDS doğrulamanın anlamı burada çıkıyor. Yeni çıkan ‘Taşınmaz Ticareti Yönetmeliği’nden ‘Tapu mal sahibi kendi ilan girebilir. Evladı, eşi ilan girebilir. Onun dışında vekalet verse dahil ilan giremez’ diyor. Ancak ‘Ticaret Bakanlığı’ndan yetki belgesi almış emlakçının ilan girmesi gerekiyor’ diyor. Bu süreçte bakanlık normalde Ocak ayında tüm alınacak/satılacak mülkler için EİDS’nin hayata geçtiğini duyurdu. Ancak sadece kiralıklarla geçerli oldu Ocak ayında. Ticaret Bakanlığı yeni bir açıklama yaptı. Dedi ki ‘7 Nisan’dan sonra satılık işyerlerinde EİDS istiyorum.’ . Ancak konutlar konusu hala boşta. Bu tarz insanlar da ellerinde öyle yerler varsa bu ilanları girerek hem vatandaşı dolandırıyor, hem sıkıntıya sokuyor hem de meslektaşlarımız zor durumda bırakıyor. Bu sistem bir an önce hayata geçmeli ki hem vatandaşımız dolandırılmasın, hem de meslektaşımız arada kalmasın. Burada devletinde vergi kaybı oluyor ve bununla birlikte devletin vergi kaybı da ortadan kalkmış olur. Bu tarz durumlar ilan sayfalarının ekmeğine yağ sürmüş oluyor. Gerçek rakamlar ortaya çıkmış olacak. ‘Canım istedi 5 milyonluk yeri 7 milyona satıyorum’ diyemeyeceksiniz. Araba piyasası gibi gayrimenkul piyasası oluşacak” ifadelerini kullandı.













