Küreselleşen dünya ile birlikte teknoloji her geçen gün gelişiyor. Gelişen teknoloji birçok alanda sosyal hayatı kolaylaştırırken, bunun kültürel yansımalarının olumlu olduğunu söylemek güç. Gelişen teknoloji ve endüstriyel seri üretim birçok mesleği ve kültürü yok etme noktasına getiriyor. Kaybolmaya yüz tutmuş, toplum içinde tutunmaya çalışan mesleklerden biri olarak gösterilen el üstünde simit satışı, Torbalılı bir vatandaşın iş bulamaması nedeniyle ilçede tekrar hayat buldu
İZMİR’DE günde yaklaşık 1 milyon dolayında simit tüketiliyor. Bu sayının 150 bini Torbalı’da satılıyor. Simit, fakir zengin, genç-yaşlı ayırt etmezken, günün her saati açlığı bastırıyor, cepte rahatlıkla taşınabiliyor, peynir ve çay ile ziyafet haline gelebiliyor. Adedi 50 kuruş ila 1 TL arasında değişen simit, günümüzde modern pazarlama yöntemleri de dâhil olmak üzere Torbalı’nın neredeyse hemen her köşesinde satılıyor. Torbalı’nın Subaşı Mahallesi’nde ikamet eden 2 çocuk babası simit satıcısı 45 yaşındaki Gülabi Vurgun, sigortalı iş bulamayınca simit satmaya başladığını ama çok memnun olduğunu söyledi. İlçenin en işlek caddelerinde simit satarak geçimini sağlayan Gülabi Vurgun, sigortalı bir iş bulamadığı için bu işi yapmaya karar verdiğini belirtti. 21 yıl İstanbul’da yaşadıktan sonra işten çıkarıldığı için 1 yıl önce Torbalı’ya geldiğini kaydeden Vurgun, “Özel bir firmada kadrolu olarak çalışıyordum. Daha sonra diplomam yetersiz olduğu için işten çıkarıldım ve Torbalı’ya geri geldim. İş aradım fakat yaştan ötürü kimse iş vermeye pek yanaşmadı” diye konuştu.
“SİMİT DE SATTIK, SU DA SATTIK AMA VATANI SATMADIK”
NE iş yapacağına dair günlerce düşündüğünü sözlerine ekleyen Vurgun, “Torbalı’da tepsi üzerinde simit satan herhangi birinin olmadığını ilk öğrendiğimde gerçekten çok şaşırdım. Çünkü İstanbul’da neredeyse her sokak başında el üstünde simit satan birine rastlamak mümkün. Bende bu düşünceyle el üstünde simit satmaya karar verdim. Fakat yaşın verdiği yorgunluk nedeniyle pek fazla dolaşamıyorum. Bir simit tezgâhı olmadığı için elimden şuan için başka bir şey gelmiyor. İşlek caddelerde ve cami önlerinde tepsi üzerinde simit satarken kadınlar ‘açıkta satıyor’, ‘bu simit alınır mı?’ gibi şeyler söylüyor. Haksız da sayılmazlar ama benim de imkânlarım bu kadarına yetiyor. En azından alın teri ile geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz. 2 çocuğum var ve ikisi de okuyor. Onların okul masrafları, ev masrafları, kira ve faturalar derken zorlanıyorum. En azından ayakta durmak ve hayatta kalmak için mücadele ediyorum. Simit de sattık, su de sattık ama vatanı satmadık” diyerek sözlerini noktaladı. Murat CAN













