Düğün sezonun başlamasının ardından piyasada büyük bir hareketlilik söz konusu. İşletmeler vitrinlerinin camlarını kampanyalarla donatmaya başladı.
BİR ömrü birlikte geçirmek isteyen çiftler, bu anı ölümsüzleştirmek ve güzel bir anı olmasını sağlamak için düğün salonlarına akın etmeden önce ise mağazaları dolaşmak zorunda. Alışveriş telaşı yaşayan gelin adayları ve damat adayları, mağazaları dolaşarak kuracakları yuvaya ürün alabilmenin telaşına düşüyor.
GELİN adaylarının ve kız ailelerinin en büyük sıkıntılarından bir tanesidir çeyiz dizmek. Bir gelin adayı için çeyiz dizmek ilk önce mutfaktan başlıyor. Çoğu yöreye göre bu adetler değişe bile genel olarak kız tarafı nevresimden tencereye, çatal bıçaktan çay kaşığına kadar birçok şeyi almak zorunda. Gelenek ve göreneklerle alakalı olan çeyiz durumu aslında Kapital sistemin insanoğluna dayattığı harcama çılgınlığına dönüşüyor.
BU çılgınca harcama alışkanlığı çoğu kez gelin ve damat aileleri arasına büyük kavgalara, hatta ayrılma bile yol açabiliyor. Bir gelinin çeyizini dizmesi ise en az 50 bin liradan başlayıp 80 binlere kadar da yükselebiliyor. Alacağı ürünün kalitesine göre değişen bu fiyatlar, gelin adaylarını bir hayli zorluyor. Özellikle evlenmek isteyen gelin adaylarının işleri bir hayli zor.
GELİN evde kullanılacak eşyaların telaşına düşerken, damat adayları da bir taraftan eve alacağı oturma grupları, beyaz eşyaları, düğün salonu gibi telaşların peşine düşüyor. Bu durum bazen ailelerin arasında anlaşılarak, ortak şekilde de bazı eşyaların alımında rol oynanabiliyor.
ÇİFTLER bir yandan alışveriş telaşı yaşarken, diğer bir yandan ise düğün salonlarından yer ayarlama telaşı yaşıyor. Damadın bir evi dizmesi ise 80 bin liradan başlayıp 100 bin veya üzerine isteğe göre yükselebiliyor. Bu ve bunun gibi harcamalar ise kimi zaman çiftlerin hayatında kapanmaz ekonomik yaralarda açabiliyor.